Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Çanakkale'de ateşkes dönemi gerçekleri nedense yazılmadı

Türk Milleti'nin özünde var olan Millet sevgisi, din, inanç duygusunun başlattığına bakılırsa devam ettiren bir kuvvettir ki, bunun da aslı halkın birlikteliği ve dayanışma gücüdür.

18 Mart 1915 yenilgisini yaşayan Emperyalist güçlerinin, dönüştürdüğü kesin netice alacak karada savaşlar yaşatılacaktı. 9 Mayıs 1915'te Londra'ya bir telgraf çeken ve Lortlar Kamarası'nda alınan kararda Lort Kishener'ın cevabı etkiliydi.

-Bu Gelibolu ve Çanakkale'ye saldırı hepimizin sanki nazar mı değmişti, neticesiz" diyordu.

Ancak 14 ve 22 mayısta yapılan resmî yazılarında Churchill ve Kishener'in çatışmalarına bakılırsa, istenmese de ciddi ciddi bir savaşına belki hiç de gerek kalınmayacağı yolunda düşünceler vardı.

Fakat Mayıs sonlarına gelindiğinde Kahire'den ve Endonezya'dan bölgeye intikal ittirilen İngiliz ordu birliklerinin bölgeye sevki uzun günleri almaktaydı. Fakat, daha önce yapılan Nisan harekâtı sırasında da hem Osmanlı ordusu ve hem de İngiliz-Fransız ordu birliklerinde büyük kayıplar ve esirler çıkmıştı.

Böylece ortaya çıkan yeni boyut karşılıklı bir Askerî Ateşkes Antlaşması yapılmalıydı. O sırada da Osmanlı ordusu, 5. Ordu Komutanı Alman Mareşal Limon Von Sanders'in İngiliz komutanına çektiği telgrafta:

"Majeste General... İnsani gayeler duyulan bir Ateşkese muvafakat ederim. Dini ve insani vebali de yerine getirecek şartlar için yazılı bir belge de gerekir. Tarafların hem ölüleri ve hem de yaralıları 19 Mayıs'tan beri siperlerde kalmış durumdadır.

Özetine gelince memnuniyetle söylemeliyim ki, çoğu Türklerin ölüleri, yaralıları insanların şehitleri mevcuttur, öncelikle dini görevlerinin yerine getirilmesi, günün icabıdır diye söylerim..." diyordu.

Devamı detaylar içeren yazısında:

"Ekselans... İki taraf askerlerinin ölülerini de gömmek ve yaralılarını kurtarmak ile ilgili yapılacak Ateşkes Antlaşmasını tamamen tasvip ettiğimi ve de bu karara sadece insani duygular düzeyinde vardığımı bildirirken,

 Siz Ekselanslarının uygun bulacağı gibi Fransızcayı çok iyi bilen Erkanıharp Miralay (Alb.) Fahrettin (Altay) ile 19. Tüm Kom, Erkanıharp Miralay Mustafa, benim adıma bizzat karargahınıza gelip yeterli uygulama yazılarına katılmış olacaklardır..."                                                                                       Limon Von SANDERS                                                                                     5. Osmanlı Ordusu Komutanı

 Evet resmî belgelere göre 23 Mayıs 1915 Pazar günü saat 10.30'dan itibaren yapılmasına başlanan Ateşkes görüşmelerinde tarafların cephelerde ve mevzilerdeki asker sayıları, yaralılar, ölüleri de dahi tek tek sayılıp, kaydedilerek kesinleşmişti.

 Ertesi gününden itibaren uygulamaların da yerinde takibi ile görevlendirilen 5. Ordu Kurmay Başkanı Kazım Bey (Orbay) olmuştu. Yanı sıra 3. Kolordu adına da Yarbay Mehmet Şahin oldu. (Bunların hepsi Kurtuluş Savaşı sırasındaki alay ve tugay komutanlarıydı.)

 Birkaç gün süren bu karışıklıkla ateşkes gereğince yaralı ve ölülerin taraflarca alınması işlemlerinde tam bir insani ilişkiler içinde olduğunu hem Osmanlı ve hem de İngiliz ordusunun askerî kayıtlarında da yazar.

 Çıkan kayıtlara göre dönemin 3. Kolordu komutanı Esat Paşa anılarında şöyle yazar:( 24 Mayıs 1915)

 "...Bugün de düşman donanması Kilya Limanındaki atışlarını saat 07.30'da tamamen kesmişti. Tarafların ölülerini gömmek üzere gerekli subaylar ve doktor ve yüzer teskereci erler ölülerini almakla üzere karaya çıktılar.

 Bizim erlerimiz ise aldıkları emre uyarak siperlerde kalmaktaydı. Her iki karşılıklı siperlerde ne tuhaftır ki, Avustralyalılarla bizimkiler insani bir düşünceyle birbirlerine yardım eder hale gelmişti.

 Hatta Avustralyalılar Türk askerinden anı olsun diye elbise düğmelerini alıyorlar, onlara ise çikolata ve konserve veriyorlardı. Bu sırada anladım ki gelen kayıtlara göre biz 1961 şehit, 2688 sağlam ya da yaralı, 1493 de eksik almıştık."

 Anlaşılıyor ki ateşkes günlerinden itibaren, daha sonraki Haziran'dan da anlaşılan Çanakkale bölgesinde hava şartlarında sıcaklık artı 40'lara kadar çıkmış. Bu şartlarda mevzilerdeki her iki taraf askerlerinin dışarıya bile çıkamadıkları olur. Dahası o yıllarda son derecede etkili olan Sıtma, Dizanteri ve Travma hastalıklarıydı.

 Savaş sonrası bölgedeki ANZAK askerlerinin yazmış olduğu anılarında, Türk askerleri ile zaman zaman maç bile yaptıklarını, şakalar yaptıklarını anlatılır. Ancak İngiliz ordusunun savaş sonrası raporlarında da ateşkes döneminde bu hastalıklar sebebiyle yaklaşık 56 bin asker ve subayının öldüğünü yazarlar.

 Osmanlı ordusunda ise yaklaşık 13 bin civarında hastalıktan ölen subay, asker ve sivillerin olduğunu biliyoruz. Temmuz başına kadar süren bu iki aylık süre içerisindeki olaylar anlatılamazken, yanlış tarih anlatanlara göre Osmanlı ordusunda 4.000 doktorun şehit verildiği söylenir.

 Yani 4 bin doktorun olduğu yerde 13 bin hastanın ölmesi mümkün değildir. Bunun aslı ise Çanakkale'ye katılan İstanbul tıp mektebinden 400 kadar öğrenci vardır, ancak bunlar doktor değillerdi.

 Aradan yüz yıl geçmesine rağmen uluslararası bu tür büyük savaşların aylar süren zamanları içinde sıkça da ateşkes dönemleri vardır. Bu dönemlerde bölgedeki var olan İngiliz ordusundaki ANZAK'ların halen 1915'teki Çanakkale savaşlarında ölen yakınlarını ziyaretleri sırasında nasıl bir insanlık yaşandığını hiçbir zaman unutmadıkları tarihin en önemli belgesidir.

 Savaşın ateşkesinden sonra temmuz sonundan itibaren İngiliz kuvvetlerinin kesin karar alınması için başlatacakları, saldırıya 5. Ordu komutanı Liman Paşa ve Esat Paşa'nın önerisiyle Anafartalar Grup Komutanı yapılan Albay Mustafa Kemal'i ve Çanakkale'yi eksik anlatmak gerçeklerin dışındadır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları