Can Ataklı: "Kasımda baskın seçim olabilir"

Can Ataklı: "Kasımda baskın seçim olabilir"
Korkusuz yazarı Can Ataklı, Ankara'daki kaynaklarına dayandırdığı yazısında kasım ayında baskın seçim yapılabileceğini söyledi.

Korkusuz yazarı Can Ataklı bugünkü köşe yazısında çarpıcı bir iddiada bulundu.

Ataklı, iktidarın sosyal ve ekonomik açıdan zor bir durumda olduğunu ve baskın seçim ile güven tazelemek istediğini öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, AKP'nin yüzde 40 alacağına ve HDP'nin barajı aşamaması halinde gelecek 59 milletvekiline güvendiğini söyleyen Ataklı, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu tarafından kurulması beklenen yeni partilerin de baskın seçim olması halinde seçimlere giremeyeceğini, bu unsurun da 'baskın seçim' seçeneğinin Saray'a cazip geldiğini belirtti.

Ataklı'nın yazısından ilgili kısımlar şöyle:

İktidar zor günler yaşıyor.

Sorunların üstesinden gelmesi çok zor.

Saray artık Türkiye'yi yönetemez durumda.

Ancak söylemine bakarsanız hâlâ sanki süper güç gibi davranmaya çalışıyor.

Bir taraftan Amerika'ya parmak sallarken, diğer taraftan Rusya ile aşık atıyor havasında.

İçerde ise ne işsizlikle, ne pahalılıkla, ne üretim açığı ile ne bütçe ile baş edemiyor.

Buna karşı, giderek sertleşiyor, düşmanlıkları körüklüyor, kavga çıkarmaya hazır bir görünüm sergiliyor.

Partisindeki huzursuzluk giderek büyüyor.

Şimdilik önemli isimlerle ilgili bir sorun çıkmasa da alttan bir erime var. Parti kurma hazırlığında olan eski dostları işi sıkı tutmaya çalışıyor.

Peki, ne olacak?

Saray bu badireyi nasıl atlatacak, nasıl tekrar güven kazanacak?

Bir baskın seçimle belki de.

Çok güvenerek ve inanarak söyleyemiyorum ama Ankara'da bazı kaynakların, “kasımda bir baskın seçim hazırlığı” olduğundan söz etmeye başladı.

İlk anda saçma bir fikir gibi geliyor değil mi?

Ağır bir İstanbul yenilgisi, bütün önemli büyükşehirlerin kaybedilmiş olması, iki yeni partinin kurulacak olması, tabandaki kaynaşma ve istifalar varken ve en önemlisi ekonomi çökmüş, işsizlik başını almış gitmiş, her taraf kaynarken, bir seçim yapmak hiç de akıllıca değil.

Mantık böyle ama bir de siyasetin öteki yüzü var.

Yüzde 10 barajlı bir seçim sisteminde, ille çok yüksek oy almaya gerek yok.

Unutmayın ki, AKP 2002'de sadece yüzde 34 oyla, yüzde 65'lik bir güce ulaşmıştı yüzde 10 barajı sayesinde.

Şimdi o kadarına bile gerek yok.

Sarayın hesabı, “sadece HDP'nin baraja takılmasının” tek başına iktidarı getireceğine dayanıyormuş. HDP, son seçimlerde 66 milletvekili çıkarmıştı. (Sonra 4 milletvekili belediye başkanı seçilince sayı 62'ye indi.)

Bu milletvekillerinin birkaçı hariç hepsi Güneydoğu illerinden seçildiler. Bu bölgede milletvekili çıkaracak sayıya ulaşan HDP ve AKP dışında parti yok.

Eğer HDP barajı aşamazsa AKP en az 59 milletvekilini havadan kazanıyor.

AKP kurmayları, oy düşüşüne rağmen Orta ve Doğu Anadolu ile İç Ege ve Karadeniz'de partinin birinci çıkacağına inanıyorlar.

İstanbul'da ise yerel seçimlerde bütün muhalefetin bir araya geldiğini, buna karşı genel seçimde başta HDP olmak üzere İmamoğlu'na destek verenlerin kendi partilerine oy vereceğini söyleyen AKP kurmayları, oy oranının yüzde 40'a düşmesi halinde bile 270'in üzerinde milletvekili çıkarılacağını düşünüyor.

MHP ile birlikte bu sayının 350'yi bulacağını planlayan kurmayların Erdoğan'a, “Riski çok yüksek olmayan bir seçimi alır ve zafer kazanmış oluruz” dediği belirtiliyor.

Şimdi anladığım kadarıyla top Erdoğan'da.

Partisinin yüzde 40'ın altına düşmeyeceğine, HDP'nin baraja takılacağına ve birinci turda olmasa da ikinci turda cumhurbaşkanı seçileceğine inandığı an baskın seçim için düğmeye basacağını düşünmek yanlış olmaz.

Bunu başarırsa ilk iş Anayasa değişikliği yaparak, cumhurbaşkanı seçilme sınırını ortadan kaldırır ve ömür boyu bu makamda kalabileceği bir düzenleme yapar.

Kazanamazsa?

Yandı gülüm keten helva…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar