Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baran Furkan Gül

Baran Furkan Gül

Serbest Yorum

Bunu neden konuşmuyoruz?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son döneme damga vuran bir açıklamada daha bulundu.

Kılıçdaroğlu, T24 YouTube kanalı canlı yayınında Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtlarken, telefonlarının dinlendiğini ve takip edildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, bu ciddi iddiasını şu sözlerle dile getirdi:

"Zaten benim, eşimin, çocuklarımın telefonlarının dinlendiğini gayet iyi biliyorum. Takip edildiğimi de gayet iyi biliyorum. Korumalarım ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Ciddi bir tehdit var tabii..."

Daha sonra ne oldu?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da telefonlarının dinlendiğine inandığını söyledi.

Katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili konuşan Temel Karamollaoğlu telefonların dinlendiği iddiası hakkında şöyle konuştu

"Bu konuda benim de bir inancım var. Telefonlarımızın ve bulunduğumuz mekanların dinlendiğini düşünüyorum. Ancak bizim gizleyecek bir durumumuz olmadığı için bundan rahatsız da değiliz. İstedikleri gibi dinleyebilirler, bu bizim için problem teşkil etmiyor."

Biri Ana Muhalefet olmak üzere ülkenin iki muhalefet lideri kendilerinin, ailelerinin ve bulundukları ortamların dinlendiğini söylüyor.

Hatta Ana Muhalefet lideri kendisinin takip edildiğini de söylüyor.

Bir iktidar partisi bu durumda ne yapar?

Üstelik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik suikast girişimi de gündemdeyken...

Ne yapmalıdır iktidar?

Mesela Hırvatistan'da olsa bu olay...

Cumhurbaşkanı başta olmak üzere alakalı alakasız tüm bakanlar açıklama yapar.

Alakası olan ise konuyu araştırdıklarını ve koruma sayılarını bilmem kaç kat artırdıklarını söylerdi.

Peki bizde ne oldu?

Alaattin Çakıcı, Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehdit ve hakarette bulunduğunda tek kelime etmeyen ilgili bakanımız direkt yalanlama yayınladı.

Ama benim dikkatimi çeken yayınlanan bu metnin son bölümü oldu.

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendisinin ve ailesinin dinlendiği ya da takip edildiği yönünde bir şüphesi var ise adresi basın yayın organları değil, Cumhuriyet Başsavcılıkları olmalıdır. Savcılara yapılacak suç duyurusu karşısında atılacak tüm adımlara hazırız."

Mesela Ana Muhalefet lideri "takip edildiği yönünde bir şüphesi var ise" neden Cumhuriyet Başsavcılıkları'na başvursun?

Neden bu iddia karşısında bir tane soruşturma başlamadı?

Bunu neden konuşmuyoruz?

Sözünü ettiğimiz kişi seversiniz ya da sevmezsiniz, bu ülkenin Ana Muhalefet partisinin Genel Başkanı!

Devletin Bakanları elbette partisinin politikası doğrultusunda siyaset yapacaktır.

Bu çok doğal...

Ama biz burada siyasetten bahsetmiyoruz!

Ana Muhalefet partisinin can güvenliğinden bahsediyoruz.

Bir ülkenin güvenlikten sorumlu bakanı önlem aldıklarını açıklamak yerine böyle bir açıklama yapıyorsa, asıl korkulması gereken durumun tam ortasındayız demektir.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları