Bir takım içi fesat kişiler herhangi bir depremde veya selde yıkılan yeni binaları görünce 'Bunların yapacağı iş bu kadar. İşleri güçleri malzemeden çalmak' diyor ve ekliyorlar 'Koskoca Mimar Sinan'ın torunlarına bak. Sinan hayatta olsa bunları kim bilir ne yapardı?'.

Ben kimsenin savunucusu değilim.

Evet, belki Mimar Sinan öldü ama günümüzde de en az kendisi kadar başarılı mimarlar, mühendisler ve hatta duvar ustaları var. Onlar tevazu gösterip kendilerini reklam etmiyorlar diye iktidarıma laf sokanlara karşı sessiz kalacak değilim.

İsim vermeyeceğim ama yaptığı eserin ne muhteşem olduğunu ispatlı olarak anlatacağım.

Bundan sonra merak eden araştırır, bulur bu duvar ustasını.

Dediğim gibi isim yok.

Gelelim eserinin özelliklerine...

Her şeyden evvel müthiş ötesi bir yalıtım harikası bu eser.

Dışarıdaki hiçbir olumsuz şey o binaya giremiyor. Doğal bir korunak var, adeta dış dünyadan bağımsız ayrı bir dünya.

Yalıtım derken aklınıza sadece sıcak-soğuk yani ısı yalıtımı gelmesin, su yalıtımı da parmak ısırtacak düzeyde.

Sadece bunlar olsa gene iyi...

Asıl mucizevi yalıtım konusuna girmeden önce bilgi sahibi olmamakla beraber diyorum ki 'Bu duvar ustasının yaptığı esere kimyasal silah da tesir etmez, nükleer saldırı da. Bomba momba zaten bu binanın duvarı karşısında ancak esas duruşta bekler'.

Neyse, sizi daha fazla merakta bırakmayayım.

Bina neresi mi?

Meclis binamızdaki lokantalar.

Geçenlerde o lokantadaki fiyatların ne kadar ucuz olduğundan bahsediyordu muhalefet ve 'Vekillere ucuz yemek var da vatandaşa neden yok?' diye iktidarımı vurmaya çalışıyordu.

Kardeşim siz iktidarı eleştireceğim diye uğraşacağınıza gidin de o binanın duvar ustasını bulun. Adam enflasyonun, pahalılığın geçemediği duvarı icat etmiş, siz de hâlâ vık vık da vık vık. 

Bulun o ustayı, ülkedeki her evin duvarlarını bu ustaya yaptırın sil baştan, siz iktidara kavuşun, vatandaş da zamdan etkilenmeyen fiyatlardan satın aldıkları ürünlere.

Not: Muhalefete iktidar olmanın kısa yolunu göstereceğim diye kendimi paralıyorum farkındaysanız.

Gittiğim doktorum "Burak Bey, kendinizi bu kadar zorlamayın. Biraz rahat olun, gevşeyin. Ne bileyim müzik dinleyin mesela" dedi.

Aklıma yattı doktorun gösterdiği yol. Eve gidip radyoyu açtım, karşıma çıkan şarkı "Bahça duvarından aştım" oldu. Tesadüf.