Boyundan büyük işlere kalkan bir çocuğun hikayesi

Boyundan büyük işlere kalkan bir çocuğun hikayesi
Kamuoyunda pek çok kez küçük çocukların “boyundan büyük işler” yaptığını duyduk, yaptıkları bu harika işlerin tanığı olduk. Bu çocukların kimisi resim, kimisi müzik gibi yetenek gerektiren işlerle karşımıza çıkarken kimisi de yaptıkları bilimsel bazı çalışmaların mucidi olarak karşımıza çıktılar.

Çocukların başarılarının altında yatan sebepler her zaman doğuştan gelen bir yetenek veya bir deha sonucu ortaya çıkmıyor; onlarla geçirilen kaliteli zaman, çevre faktörü, eğitimlerine yapılan katkılar da çocukların büyük başarılara imza atmasına sebep olabiliyor. Tabiri caizse “elinden tutulan” her çocuk “boyundan büyük işler” yapabiliyor. 

Elinden tutulan bu çocuklardan birisi olan Rânâ Yılmaz’ın birbiri ardına yazdığı kitaplar bu günlerde okurlarıyla buluşurken biz de onunla buluştuk. Onunla bu başarısının altında yatan sebepleri konuştuk. Henüz sekiz yaşında ilkokul üçüncü sınıf öğrencisi olan Rânâ Yılmaz’ın hâlihazırda satışta olan iki kitabı bulunuyor, küçük yazara “devamı var mı” diye sorduk “üçüncü kitabım baskı aşamasına geldi” dedi. Biz de Rânâ’ya işin sırrını sorduk; “nasıl oluyor da oyundan fırsat bulup kitap yazıyorsun” o da bir çocuk safiyeti içinde sorularımızı yanıtladı.

kitap-1.jpg

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Rânâ Yılmaz: Öğrenciyim; İzmir Ali Kaya İlkokulunda başladım, Tokat Yunus Emre İlkokulunda üçüncü sınıfa devam ediyorum. Üç kardeşin en büyüğüyüm, 2013 Eylül doğumluyum.

Kitap yazmak fikri nereden çıktı, nasıl gelişti?

Aslına bakarsanız bu fikir benden çıkmadı, benim üstüme kaldı. Okula başladım birinci dönemi İzmir Karşıyaka’da yüz yüze eğitimle okudum. İkinci dönemde yaşadığım şehirde okuduğum okulda değişti. Yeni okuluma başladım henüz arkadaşlarımı tanıma fırsatım bile olmadan salgın hastalık ülkemize geldi.

Bu kapsamda alınan tedbirler çerçevesinde yüz yüze eğitime ara verildi, böylece birinci ve ikinci sınıfı genel olarak uzaktan eğitimle okuduk diyebilirim. Bu süreçte ilkokul öğrencileri için öğretmenlerimizin yaptığı en iyi öğretim metodu bizlere bolca kitap okutturmak ve yazdırmak oldu. Yazma işi de böyle başladı. Öğretmenim sınıfın tüm öğrencilerinden kendi kurguları olan bir masal yazmalarını istedi, bu rutin ödev bizim evde kitap yazımına dönüştü. Daha doğrusu ben ve annem ödevimi hazırlayabilmemiz için babamdan masal yazmam konusunda yardım etmesini istedik, bu ödev konusu işleri bu boyuta getirdi. İşin gerçeği bu... 

kitap-2.jpg

Tam olarak anlayamadım…

Hâlihazırda iki kitabım yayımlandı. Boyumdan Büyük İşler adlı kitabım biyografi/ anı türünde bir yazın. O kitapta bu “yazarlık” mevzusunu enine boyuna anlattım. Kitap yazmam konusunda ailemin elbette güçlü şekilde desteği oldu. Annem fazlaca sorumluluk sahibi birisidir. Öğretmenim bana ödev verince sanki o ödevi ona vermiş gibi bir derde düşer.

Elbette ödevlerimi kendim hazırlıyorum lakin annemde devamlı ensemde… Bahsettiğim bu masal yazma ödevi konusu da bu şekilde gelişti. Annem bu konu üstünde sıkı durdu. Konu ödev sınırlarını aşıp da kitap yazmak ve yayımlatmak fikrine kayınca babam, bu işe sahip çıktı. Yazdıklarımı kontrol etti, yeni sözcüklerle destekledi, el yazılarımı elektronik ortama taşıdı. Bana editörlük yaptı. Yazmak uzun uğraş gerektiren bir iş; biz, üç beş sayfa el yazısı metinle yola çıktık. Bizim kervan yolda düzüldü.

Kitaplarınızda da çok fazla deyim ve atasözüne yer vermişsiniz. Üç beş sayfayla nasıl yola çıktınız? Üç beş sayfadan yüz sayfalık bir kitap nasıl ortaya çıktı? 

Babamda çocukken çok fazla mesel, temsil ve atasözü kullanırmış bu demek ki öğrenilen bir şey… Üç beş sayfa nasıl yüz sayfa oluyor derseniz yazarlık böyle bir şey, bunu da yazarak öğreniyorsunuz. Bir konumuz olsun mesela ne olsun: yangınlar.

kitap-3.jpg

Bu yıl ülkemizde ve dünyada çok fazla orman yandı, bu hepimizi etkiledi, üzüldük. Konusu orman yangını olan bir hikâye yazacak olsam bir sincabın dilinden ya da bir çam veya gürgen ağacının dilinden bunu hikâyeleştiririm.  Bu tema için bir ana fikir oluşturduktan sonra orman nasıl oluşuyor? Orman da nasıl bir hayat var? Orman kimlere ev sahipliği yapıyor? Ormanın insan yaşamına katkısı nedir? Orman ekolojide nasıl bir unsurdur? Bu ve benzi sorular etrafında temanıza uygun bir araştırma yapıyorsunuz, bilgi ediniyorsunuz sonra da fikir geliştiriyorsunuz bu fikirleri seçeceğiniz hikâye kahramanları üzerinden kurguluyorsunuz. 

Kurgunuz oluştuysa gerisi sözcükleri dizmeye geliyor. Burada iki önemli konu var: kurgu ve yazım dili. Her ikisi de çok çalışmayı gerektiriyor. Yetenek bu işin bence en küçük boyutu. İşin bana bakan yönüne değinecek olursam: benim yaşımdaki bir oyun çocuğu için, üstelik de çok sosyal biriyim eve kapanıp yazı yazmak çok sıkıcı ve zevksiz gelen bir şey, itiraf edeyim hala yazmaktan çok zevk aldığım söylenemez.

İşte tam burada devreye salgın dönemi sokağa çıkma yasağı ve ailem girdi. Babam bu işe sahip çıktı; kâh yazmam için ödülle teşvik etti, kâh cezalandırdı. Bu cezalandırmak yanlış anlaşılabilir şöyle söyleyeyim: birlikte oynayacaksak oynamamak, dondurma yiyeceksek yememek gibi…

kitap-4.jpg

Yani sizin yaşınızdaki bir çocuk için yazmak farklı bir yetenek değil mi?

Hayır. Yazmak bence disiplin ve çaba işi. Yetenek belki işin ruhu olabilir ama siz o ruha bir beden geçiremezseniz çok fazla bir işe yaramıyor. O bedene hele güzel bir kıyafet giydirirseniz işte bu âlâ olur.

Bu ne demek tam olarak anlayamadım?

Şu demek: herkes isterse bir şeyler yazar. Mesele ise o yazılanları okutabilmek. Yani söz diziminiz, sözcük seçiminiz, üslubunuz, dili kullanış biçiminiz, konu seçiminiz, kahramanlarınız, onların özellikleri, kompozisyon, konu akışı… Bu liste uzar gider… Hikâyenizdeki kahramanların isimleri bile okumayı etkileyebilir…

Mesele sadece yazmak değil, nasıl yazılmış olduğu önemli olan. Soruya dönecek olursak; yazmak belki bir hayalle ya da bir ilhamla başlar, sayfalar dolusu yazarsınız bunlar sizin hayal gücünüzün, düşüncelerinizin,  vücut bulmasıdır. Bu vücuda kelimelerle, cümlelerle yani dille bir kıyafet örersiniz ilmek ilmek… İşte yazdığınızı gösteren şeydir bu. 

kitap-5.jpg

Kitap çıkarmanın en zor süreci nedir?

Bence kolay bir süreci yok. En kolayı okumak onu bile…  Yazmak emek istiyor hem de çok… Yazdınız yayımlatmanız lazım bu da ayrı bir zorluk. Hiçbir yayınevi sizin hangi koşullarda ne zorluklarla yazdığınıza bakmıyor, ona göre sizin yazdıklarınızın nasıl bir ekonomik dönüşü olacak onlar ona bakıyor. 

Sizin kitaplarınız nasıl basıldı?

Başta da söylediğim gibi ben bu işin başlatanı ve yazanı oldum. İşin yayıncılık ve editörlük kısmında babam var. Yayınlanma işini de o araştırdı. Babamın bana ilk başta söylediği; “kızım, yayıncılarla uğraşmayalım, onlar bize vakit kaybettirir, onlardan bir iş de çıkmaz. Kitabın yayın izni ile ilgili konuları internetten kendimiz başvurup takip edelim, ücretini verip bir matbaada da bastıralım” buydu.

Zaten kendisi de az çok tasarımdan anlıyor, kitapların kapaklarını falan babam tasarladı. Sonra hasbelkader babam, internetten Kutlu Yayınevi ile bağlantı kurmuş. Onlar bu işe sahip çıktılar. Belki çok bilinen büyük yayıncılardan birisi değil ama biz kendilerinden çok memnunuz bir kere iletişim süreçleri hızlı ve şeffaflar. Size değer veriyorlar, piyasaya çıkan yeni bir yazar için kendini gösterme imkânı ve olanağı sunuyorlar. Benim kitaplarım Kutlu Yayıncılıktan bu şekilde basıldı.

Sekiz yaşındaki bir çocuğun kitabını yayınevi nasıl basıyor?

Bu işlerin içine girmeden önce ben de kendimi yaşıtlarımdan çok farklı, belki daha becerikli biri zannediyordum ama öyle değilmiş. İlk çocuk yazar da ben değilim. Yazmak konusunda ve müzik, resim, fen bilimleri gibi alanlarda büyük başarılar ortaya koymuş gerçekten dahi çocuklar var. Ben de bu süreçte bunları daha yakından gördüm. O sebeple yazdığım kitabın adı Boyumdan Büyük İşler olsa bu isim zaten bir parodi yani öyle övünecek kadar büyük bir iş yapmadım.

Her çocuk yazabilir mi?

Yazabilir ama her yazılan okuyucu bulur mu onu bilmiyorum.

Yazmaya devam edecek misiniz?

Galiba evet… Hatta üçüncü kitabım da yakında yayına hazır olacak inşallah…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar