Boğaziçili akademisyenden vekil rektöre mektup

Boğaziçili akademisyenden vekil rektöre mektup
Akademisyen Aslı Tekinay, Melih Bulu'nun görevden alınmasının ardından vekaleten rektörlük görevini yürüten Naci İnci'ye hitaben bir mektup kaleme aldı.

Boğaziçi Üniversitesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü bölüm başkanı Prof. Dr. Aslı Tekinay, atanmış rektör Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından vekaleten rektörlük görevini yürüten ve resmen Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne aday olduğunu açıklayan Naci İnci’ye hitaben Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Film Sertifika Programı Öğr. Görevlisi Can Candan’ın Naci İnci tarafından görevine son verilmesine dair bir mektup kaleme aldı.

“BÜYÜK YANLIŞ”

Mektubun tam metni ise şu şekilde:

Sayın Naci İnci, Can Hoca 2007 yılından beri sinemaya ilgi duyan sayısız öğrenciye Project in Film Analysis (FA 350), Documentary Cinema (FA 498) ve Documentary in Turkey (FA 481) dersleri verdi ve Film Çalışmaları Sertifika Programımız’ın temel taşlarından biri oldu.

Öğrencilerimizin Hampshire College’dan film alanında lisans, Temple University’den film ve video alanında MFA dereceleri almış, SİYAD Onur Ödülü’ne değer görülmüş bir belgesel sinemacıdan ders almaları ve onunla projeler yapması bizi gururlandırdı. Can Candan gibi donanımlı bir sanatçı ve tutkulu bir akademisyeni Boğaziçi’nden ve öğrencilerden koparmak büyük bir yanlıştır.

“BU KARARLARI ALIRKEN DANIŞMAMANIZ…”

Değerli hocalarımız Can Candan’ın ve Feyzi Erçin’in dersleri olmadan Film Çalışmaları Sertifika Programımızı sürdürebilmemiz tehlikeye girmiştir. Acaba kağıt üzerinde kurulmuş gözüken İletişim Fakültesi’nde açılacağı söylenen Film Bölümü için ön hazırlık olarak mevcut programımız şimdiden baltalanmakta mıdır?

Bu kararları alırken, ilgili bölüme ve dekanlığa hiç danışma gereği duymamış olmanız da Boğaziçi’nin katılımcı, kurullar demokrasisine dayanan, yatay yönetişim ilkelerini ne yazık ki reddettiğiniz anlamına gelmektedir. Oysa rektör adaylığı bildirgenizde bu değerlere bağlı olduğunuzu belitmişsiniz.

Ögrencilerin kendi alanları dışında özgür iradeleriyle ve şevkle takip ettikleri dersleri sonuçlarını düşünmeden kaldırmak bir sorumsuzluk örneğidir. Oysa üniversite idaresinin misyonu eğitim öğretimi korumak ve kollamaktır, baltalamak değil.

“KAĞIT ÜZERİNDE İSMİNİ ÇİZDİĞİNİZ HER BİR HOCA…”

Naci Bey, sizi verdiğiniz kararların bölümleri, bölüm programlarını, öğrencilerin ihtiyaçlarını ne şekilde etkilediğini düşünmeye davet ediyorum. Kağıt üzerinde isminin üzerini çizdiğiniz her bir hoca üniversitemizin kurullarından geçerek Boğaziçi hocası olmaya hak kazandılar. Yıllarca birikimlerini paylaşarak öğrencilerin ufuklarını genişlettiler.

Rektör vekili olarak üniversitenin tüm paydaşlarına karşı sorumlusunuz; oysa, şu anda Can Hoca ve Feyzi Hoca’nın öğrencileri, onlardan feyz almış olan mezunlar, parçası oldukları bölüm ve meslektaşları size seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Duyuyor musunuz? Hatalardan dönülmesi ümidiyle.” (Sibel Gülersöyler/ Sözcü)

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar