Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Boğaz Savaşı oyunları çökünce şimdi ne olacak

Ünlü Arap felsefecisi İbn Hassul şöyle der:

"Türk, bağı çözüldükten sonra, askere başbuğ olmak veya perdedarlık etmek veya bir topluma emir vermek ve yasak koymaktan başka bir işe razı olmaz."

Hıristiyan devletlerin tek amaçları daha önce yazdığımız gibi sadece ortakları olan Ruslara her türlü yardımı götürmek için boğazdan geçmekti.

19. asırda Osmanlıları kandırıp Hünkar iskelesi anlaşmasıyla İstanbul boğazda yıllarca demir atılmış değil miydi. Bu büyük deniz armadalarıyla aynı siyaset yöntemlerini kullanarak boğazlardan kolay geçeceklerdi. Fakat hesaplar tutmamış, kantarın topu bu kez kaymıştı.

 

İTİLAF DEVLETLERİNİN DENİZ YENİLGİSİ

SONRASINDA ÜNLÜ KARA ÇIKARMA HAREKÂTI

Büyük Britanya da Londra artık sarsılıyordu. Savaş Bakanı Lord Kitchener ve Amiral Churchill raporları incelemekteydi. Nitekim 20 Mart 1918 günü harp emir olarak Kahire''deki kara birlikleri komutanı General Hamilton''a çekilen gizli telgrafta:

 

 

Muavenet-i Milliye Muhribi''nin 13 Mayıs 1915 Harekatı

 

Nitekim 18 Marttan 23 Nisana kadar geçen süre içinde General Hamilton süratle Mısır''da asker toplar. Ancak Mısır''dan getirilecek askeri birliklerin gerekli mühimmatı ve nakliyesinde yaşanacak zorluklar vardı. Osmanlı ordusunda ise 5. Ordu''nun 3. Kolordu Komutanı Esat Buklat Paşa, 1915 yılının daha Mart ayı başında, Çanakkale Müstahkem Mevkii (Bölge) Komutanı Cevat Paşa ile doğabilecek kara desteği için görüşme trafiğini hızlandırdı. Ne yazık bunu bilmiyoruz.

Aslına bakılacak olursa, 3 Kasım 1914''ten 18 Mart 1915''e kadar geçen 4,5 ay sadece deniz savaşı için, 19 Şubattan 24 Nisan 1915''e kadar geçen 2 ay için de kara savunması için Türk ordusuna yeterli hazırlık zamanının kazandırılmış olduğunu görmekteyiz. Ancak Çanakkale ve Gelibolu''yu savunacak bölgelerdeki çok az sayıda Türk kuvveti vardı.  Yaklaşık 6.500 kadar. Erkan-ı Harbiye Başkan Yardımcısı Enver Paşa bunun için Tekirdağ bölgesindeki beş tümeni birden 5. Ordu''nun emrine vermişti. 1. Ordu''nun 1. Süvari Tugayı da oldu.

Öte yandan İstanbul''daki 1. Ordu Komutanı da olan Alman Mareşal Limon Van Senders, Çanakkale''yi savunmak için oluşturulan bu kara ordusu komutanlığına ve Gelibolu''ya tayin edilmiş oldu. (22 Mart 1915) Yani İngilizlerin verdiği karar ile General Hamilton''un Londra''dan Limni''ye gelişinden bir hafta önce yeni görevini 1. Ordu komutanlığını arkadaşı Alman General Fon Der Goltz paşaya bırakıp derhal Gelibolu''ya intikal ettiğinde 26 Martta görevini teslim aldı.

Aynı zamanda onunda Erkan-ı Harbiye Kurmay Başkanı Yarbay Kazım (Özak) Bey olmuştu. Mustafa Kemal''in arkadaşı aynı zamanda, ekibe bakın. Öte yandan General Hamilton''un emrinde hazır 75. 000 askeri kuvvet oluşmuştu. Takviye edilmiş 2 tümen, 30 bin kişilik Avustralya ve Yeni Zelanda dominyon alayları 17,000 kişilik İngiliz 29. Tümeni, 16,000 kişilik Fransız tümeni 10,000 kişilik deniz kuvveti, 1600 at ve katırla 300 kadar küçük taşıma kamyonları bulunmaktaydı.

Artık hiç de hesap edilmeyen şekilde müttefikler doğrudan doğruya Osmanlı orduları ile kara savaşına girmek zorundaydı. Üstelik dünya tarihlerinde hiçbir dönem, İngiliz ve Fransızlar ile Osmanlı İmparatorluğu Devleti doğrudan düşman olarak karşılaşmış değillerdi.

Çanakkale ve Gelibolu''ya kara harekatı için askeri kuvvetlerin yollanılacağı kararlaştırılınca bu kez öncelikleri Mısır''daki Anzak tümenleriyle birlikte yaklaşık 70 bin askeri kuvvet sevk edilecektir.

18 Marttan 25 Nisana kadar geçen süre içinde General Hamilton Mısır''dan sürekli asker toplamaya başladı. Yapılacakları düşünmüş olmakla beraber kendi günlüğüne Çanakkale ve Gelibolu hakkında aslında bölge ve Osmanlı ordusu hakkında bir şey bilmediğini de yazmayı ihmal etmemiştir. Aslına bakılırsa Osmanlı''da  3 Kasım 1914''den Mart başından itibaren deniz harekatına kadar bütün bu meselelerin nerelere geleceğini bilmekteydi. Kuşkusuz 18 Mart deniz harekatı yenilgisinin İtilaf Devletleri tarafından kesin bozgun yaratması kabul edilemeyecek konumları yaşamaktaydılar.

Acilen Londra''da yapılan toplantılarda alınan kara harekatı planlarına göre, General Sir Hamilton ve General d. Amara çıkarma harekatını bizzat komutanlık edecekleri kararlaştırılmıştı. Çünkü o şartlarda Çanakkale ve Gelibolu''yu korumakta olan çok az sayıda Türk kuvvetleri bulunmaktaydı.

Osmanlı Devletinde ise 21 Marttan itibaren Tekirdağ''daki 6. Ordunun 3. Kolordusu Esat Paşa komutasında tanzim edilmiş üç tümeniyle yerleşmekteydi.

Nitekim Müttefik kuvvetlerin elinde Nisan ayına girilirken savaşa hazır 75.000 kara askeri vardı. Yeni intikal ettirilen 17.000 kadar da Yeni Zelanda asker grupları intikal ettirilmeye başlanmıştı. Görünen oydu ki süresi ne kadar olursa olsun, gerçekten ölümüne tam yetkiyle savaşa katılacak Devletin sahneye çıkışıydı. 29 Mart''tan itibaren General Hamilton emrine girecek yollardaki askeri birliklerin komuta kaderlerinin ellerinde gelecekleri bölge hakkında herhangi bir haritaları bile yoktu zaten. En başı Türkiye hakkındaki soruları bile bilmemekteydiler.

Çanakkale, Gelibolu''ya sevk edilen Osmanlı-Türk ordusu oldukça deneyimli, kurmay subayların birebir komutasında bölgeye intikal ediyordu. Üstelik onların geldikleri topraklar kendi vatanlarıydı zaten. Bilinmeyen gerçek şuydu. Türkler direnecek miydi, yoksa Sarıkamış''taki gibi geri mi çekilecekti.

Bu sırada şöyle deniyordu: "… Kıyının zayıf birliklerle gözetlendirilmesi, büyük kısımların ise geride merkez durumda taarruza hazır bulundurulması 9. Tümenin görevidir."

Bu arada Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa 1 Nisandan itibaren 9. Tümenin bölgedeki var olan alanlarda yerleşmelerini hazırlamaktaydı. Nisan başlarından itibaren ordudaki Türk komutanların tüm düşünceleri kıyı savunmalarında olması yapılacak askeri çıkarma harekatının engellenmesiydi.

5. Ordu Komutanı Alman Mareşal Liman Von Sanders ise Gelibolu''da ciddi bir savunma düzeni hazırlamak işiyle bizzat meşgul olmaya başlamıştı. Ancak tahmin edilmeyen bir gerçekte düşman kuvvetlerinin çıkarma hareketinin Seddülbahir''den mi Anafarta''dan mı olacağı meseleydi. Herşeye rağmen artık düşmanların denizden doğrudan Gelibolu yarımadasına çıkarma yapacaklarından emin olmuşlardı.

Komutanlar ile yapılan Harp oyun masası toplantısında ise Mareşal Sanders diyordu ki:

"Bugüne kadar uygulanan savunma sisteminde tümenler çok dağılmış oldukları için büyük birliklerle yapılacak çıkarmalara karşı elverişli değillerdi. Birkaç yüz deniz piyadesinin karaya çıkmasından sonra büyük kuvvetlerle taarruzu edilmek için, büyük birliklerin yapacağı bir çıkarmaya karşı tümenlerimizin hazır ve topluca hareket edebilecek olması gerek. Böyle bir çıkarma Bozcaada karşısında bulunan Basike koyuna, Kumkale''ye ada Karanlık Limanı yapılacaktır. Düşman orada bulunan mayın hattımızdan korktuğu sürece, karanlık limana çıkarma yapması da olanaklı değildir. 9. ve 11. Tümenlerin bir mürettep kolordu olarak Erenköy''ün güney batısında birleştirilmelerini bu şartlarda kolordu buradan Bozcaada karşısı Kumkapı ve Karanlık limana yapılacak çıkarmalara karşı iyiden iyiye kullanılabilir hale gelecektir."

Toplantı sırasında konu hakkında bölgedeki paşaların ve diğer komutanların farklı fikirleri görüşüldü.

Anlaşılıyordu ki, artık yetenekli savaşçı devletlerin Çanakkale kara harekatına  katılacağı kesindi.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları