Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Onur Akbaş

Dr. Onur Akbaş

HİSBOYU

Ben o bahçede öğrendim her şeyi            

Ben o bahçede öğrendim, bir gözüm sende, daire çizerek koşmayı. O bahçede öğrendim bir ayağın ağrıdığında kilitlenip kalındığını ve yürünemediğini. O bahçe duvarları anlattı bana yalnızlığın ne olduğunu. O bahçe öğretti bana unutulmayı, insanlardan yalnızca bir insan olduğumu ve onların arasındaki karmaşıklığımı. O bahçe öğretti kardeşin uğrunda eli çatlamamış ayı irisince çeşme başında dayak yiyip inadından erkekliğe toz kondurmamayı. Lakin hiçbir el öğretmedi seninde elinde boğulan çocukluğum kadar ölmeyi bana:

"Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü

Ve boğazımı sıktı parmaklar ince, uzun." (Sezai Karakoç)

Hani şair diyor ya "sütten kesildiğim gün nikotine alıştırdılar törenle" diye. Beni kimse alıştırmadı bir şeye törenle. Ben senden kesildiğim gün alıştım nikotine, bir mide bulantısı bir baş dönmesi kadar şuursuzcasına… Ben o bahçeye gömdüm avucumdan düşen hayalleri bir bir sayarak, misket tutamaz ellerimle… Mademki ölümümde baş ucumda değilsiniz, ey uğruna dünyalar kurduğum hayaller son sözlerim kayıtlara geçsin diye yazıyorum bu satırları. Mona Rosa mısraları örtsün üstümü:

"Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa;

Her şeyim sizin olsun, hep sizin kesik başlar.

Rüyasında örümcek başlarsa ağlamağa,

İçine gül koyduğum tüfek ölmeye başlar.

Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa

Gibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar.

Öyleyse şu şapkayı fırlatayım ırmağa."(S. KARAKOÇ)

 

Bilmediğin ve söyleyemediğim şiirleri bırakıyorum o kesik başların yüzüne… Kaprislerine karşılık anlayamadıkları ve anlayamayacakları yalnızlığımı şiirlerin üzerine bindirdim. Yolluyorum onlara ahret ömrü kadar saçlarını yolsunlar. Ölümüme ağlamaktan değil, ebedi anlayamamaktan…

Beni kimse alıştırmadı nikotine törenle, evinizin camından görünen o bahçede sırtımı duvara verip de senden kesildiğimi anladığım gün alıştım nikotine, ey çocukluğum:

Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!

Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.

Sana da Monna Rosa, taş bebeği bıraktık.

Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi.

Senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık;

Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi...

Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık! (KARAKOÇ)

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları