MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Ayasofya'da Atatürk'e hakaret edilmesine sert sözlerle tepki göstermesinin dikkate değer bir yanı vardı…
Bahçeli, Atatürk'e düşmanlık sergileyenlerin gizli FETÖ'cü olup olmadıklarının araştırılmasını istedi ve "AKP hükümetini töhmet altında bırakmak, yapılan muhteşem hizmetleri söz ve fiillerle karalamak temiz bir mizacın, ihlaslı bir kalbin sonucu değildir." şeklinde konuştu…
Bahçeli bu sözleri ile Atatürk'e düşmanlık sergilemek için elverişli bir zemin hazırlayan ortağı AKP'yi işin içinden sıyırmaya, hedefi saptırmaya çalıştı…
Oysa bu boşa kılıç sallamaktan başla bir şey değil…
Ayasofya'da Atatürk'e lanet okuyan eski imam Mustafa Demirkan'ın öteden beri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından itibar edilen bir isim olduğu ortaya çıktı.
Erdoğan, Demirkan'ın yönetiminde olduğu vakfa 2017'de vergi muafiyeti de sağlamış.
Velev ki böyle olmasın…
Türkiye'deki tarikat-cemaat yapılanmaları içerisinde sadece FETÖ mü Atatürk'e düşman?
Elbette hayır!
Türkiye'deki İslamcı zümreler, partileriyle, tarikat-cemaat oluşumlarıyla devletin resmi ideolojisine ve doğal olarak, hem şahsen hem siyaseten Atatürk'e karşıdırlar…
Geleneksel çizgideki İslamcıların Atatürk'e karşı olmalarının temel iki sebebi, saltanat ve hilâfetin kaldırılması ve tekke ve zaviyelerin ilgasıdır. Bugün bu zümreler kahir ekseriyetle Erdoğan'a ve AKP'ye destek veriyor…
Bu zümreler arasında 1923'ten bugüne belli bazı sloganlar üretilmiştir. Mesela; "Lozan bir mağlubiyettir!", "Hilâfet İngiliz'e yaranmak için kaldırıldı!", "Ayasofya'yı müze yaptı!", "Ezanı Türkçe okuttu.", "Kur'an öğrenimini yasaklattı" ve benzeri…
Tabii bu sloganlar özellikle Milli Mücadele döneminde "vatana ihanet" içinde bulunan "İngiliz Muhipleri /Sevdalıları Cemiyeti", "İslam Teali/İslam'ı Yüceltme Cemiyeti", "Kürt Teali/Kürtleri Yüceltme Cemiyeti" eski mensupları tarafından üretilmiş sloganlardır. Ne hazindir ki, bugün hala müşteri bulmaktadır.
Yurt dışı menşeli İhvancı, İrancı veya Selefi İslamcılar ise zaten Ehl-i Sünnet'e (özellikle Hanefiliğe), Osmanlı'ya ve bütün tarikatlara karşıdırlar. Onların Atatürk'e karşıtlığı Türkiye Cumhuriyeti'nin laik olması kadar Sünni Hanefi mezhebi ağırlıklı bir din hizmeti vermesi, milli devlet ilkesine dayanması ve en önemlisi bir demokrasi olmasıdır.
Bunlara göre, Atatürk kadar Menderes de, Özal da, Erbakan da, Erdoğan da tağuttur, dayandıkları milli irade de bâtıldır.
Sözde İslamcı özde etnik milliyetçilerin Atatürk'e karşı olması çok açık bir sebebe dayalıdır: Kendi etnik grupları için Türkiye topraklarının bir kısmı üzerinde bağımsız bir devlet kurmak istemektedirler. Bu yüzden, ne kadar gizleseler de, Atatürk'e olduğu kadar, aynı zamanda Erdoğan'a da düşmandırlar.
İkinci ve üçüncü gruptaki İslamcıların Atatürk'e, Türklüğe, demokrasi ve cumhuriyete karşı olmaları kendi doktrinleriyle tutarlıdır.
Ancak, Türkiye İslamcılarının büyük kısmını oluşturan, çoğunluğu temiz Anadolu insanları olan, büyük oranda emekçi kitlelerden oluşan birinci grubun hangi saiklerle Atatürk'e düşman olduğu ya düşman edildiği garip bir meseledir.
Çünkü, savundukları bütün argümanların Hanefi fıkhında ve Maturidî akaidinde dayandığı sağlam bir gerekçe yoktur.
Gerçi, bu kitlenin çoğu doğaları gereği yukarıdaki argümanların sahih İslam anlayışıyla ne derece uyumsuz olduğunu tartışabilecek, bunu değerlendirebilecek yetkinlikte de değildir…
Diyeceğim o ki; Türkiye'deki bütün dini yapılanmalar, FETÖ ile Atatürk konusunda aynı menzile sahiptir…
Bugünkü iktidar sahipleri de, gençliklerinden bu tarafa geleneksel İslamcılığın söylemleri ile Atatürk'e karşı daima mesafeli oldular…
İşi "gizli FETÖ'cüler" diyerek başka bir yöne çekmek, iktidar ortağını aklayacağım diye gün gibi ortada olan başka beka tehditlerinden dikkatleri kaçırmaktır…
MHP'nin bilgisine…
