Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baran Furkan Gül

Baran Furkan Gül

Serbest Yorum

Artık uzmanları dinleyin!

Türkiye pandemi konusunda gerçekten de başarısız bir sınav veriyor.

Girişteki bu cümlem yanlış anlaşılmasın.

Sağlık emekçileri bu cümleye asla dahil olamaz.

Doktor, hemşire, temizlik görevlisi, eczacısı...

Her biri insanüstü bir çaba ile bir seneden fazladır, tükene tükene mücadele ettiler.

Ancak bir de işin yönetim boyutu var.

Uzmanlar, aşılamanın bir an önce ulusal çapta ve hızlıca yapılmasını söylüyor.

Sadece aşılamanın da tek başına yeterli olmadığını ve en az dört haftalık tam kapanmanın şart olduğunu söylüyorlar.

Yaklaşık bir sene önce "felaketi yaşıyor" dediğimiz İtalya'nın o gün açıkladığı vaka sayılarını şuanda biz açıklıyoruz.

Evet, askeri araçlar cenazeleri taşımıyor bizde...

Umarım o noktaya gelmeyeceğiz.

Sormadan da edemiyorum; Uzmanları dinlemeleri için cenaze araçlarının yetersiz kalıp da askeri araçların mı taşıması gerekiyor cenazelerimizi?

Tehlikenin gerçekten farkına varmanız için daha ne olması gerekiyor?

Bakın, bir uzman daha neler söylüyor...

Geçtiğimiz günlerde KRT Akşam Haberleri'nde Zafer Arapkirli'nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, o kadar önemli ve dikkat edilmesi gereken açıklamalar yaptı ki...

O kadar önemliydi ki...

Duyulmadı!

Belki de duyuldu ama dinlenilmedi!

Belki de dinlenildi ama unutuldu!

Hatırlatmakta fayda var...

1 Nisan akşamı kelimesi kelimesine şunları söyledi Esin Hocamız:

"Aşılama takviminin durma noktasındaydık sürme noktasına geldik. Dolasıyla büyük bir hareket yok orada. Eğer salgın büyüme hızını azaltamazsak, aşılamamız gereken sayı arttıkça artacak ve aşının 'başkalarını koruma' etkisi dediğimiz toplum bağışıklığı etkisine erişemeyeceğiz. Salgını ne kadar büyütürsek aşının yetişme şansı o kadar az oluyor."

Aşı olunca birçok şeyin hallolduğunu zanneden arkadaşlarımızın bu satırları tekrar tekrar okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.

Aşılama elbette önemli ama Esin Hoca, salgının büyüme hızına dikkat çekiyor.

Yani aşılama elbette sürsün ama salgının yayılımını durduramazsak aşılamanın bir anlamı kalmadığını anlatmaya çalışıyor.

Yani, bu hızla gidecek bir aşılamanın yıllar süreceğini düşünürsek, elbette salgın bir yerde duracaktır ancak o güne kadar kaybedeceğimiz kaç insan olacak?

Bu soruyu pek sayın yönetenlerin yanıtlamasını istiyorum hem de cevabına göre önlem almaları gerektiği gerçeğini dikkatlerine sunuyorum.

Ve Esin Hoca'nın şu önerisini de sizlerle paylaşıyorum:

"Bunlar aksiyon tadında sevimsiz haberler değil. Bunlar salgının dinamikleri ve gerçekler. Yani epidemiyolojik bilgiler bu denklemi çıkarıyor önümüze. O denklemi görünce de yapılacak şeyler belli. Sosyal hareketliliği azaltmak!"

Esin Hoca bu yayında başka bir tehlikeye daha dikkat çekiyor...

O da Kovid pandemisi nedeniyle hastanelerde diğer hastalıklara yeterli olarak bakılamaması...

"Ömrümde hiç görmediğim infeksiyon hastalıkları görüyorum" diyor Esin Hoca...

Nedenini de şöyle açıklıyor:

"Mesela şuanda hastaneler çok dolu, bunun yüzde 30'u Kovid. Yüzde 70 sebebi biriken hastalıklar. Ben ömrümde hiç görmediğim infeksiyon hastalıkları görüyorum. İlk defa 2-3 tane hastayı yaygın tüberküloz nedeniyle kaybettik. Nedeni geç hastaneye erişmiş olmaları ve bakılmamış olmalarıydı. Bazı bulaşıcı hastalıkların en kötü durumlarını görüyoruz şuanda. Ve maalesef yine kapılarımızı kapattık. 'Sizi bir süreliğine evlerinize gönderelim. Biz biraz daha Kovid bakacağız' dedik. Yani durum bu bakımdan hiç parlak görünmüyor."

Şu bilgiler ışığında gerçekten geleceğe daha umutla bakmak nasıl mümkün olabilir?

Artık uzmanları dinleyin!

Kendi uzmanlarınızı değil, halk için çalışan ve bilimsellikten sapmadan çalışan uzmanları!

Satın alınması sırasında skandal iddiaların ortaya atıldığı ve etkinliği sürekli tartışmaya açılan bir aşı ile kendimizi nasıl güvende hissedelim?

Anlatmak istediğim şu:

Siz, dönüp bu millete "Güvendesiniz" dediğinizde güvende olmuyor bu millet.

Güven, söylenen söz değil yapılan iştir.

Ama siz millete "Güvendeyiz" derseniz... İşte o konuda hakkınızı yiyemem. Gerçekten de güvende olduğunuzu düşünüyorum.

Ne diyeyim...

Umarım, bir dönem dilinizden düşmeyen "Yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisidir" sloganı korona virüsle mücadele konusunda geçerli değildir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları