Sayın Nebati yaptığı açıklamada "Aralık ayından itibaren her ay enflasyonun düşeceğine milletçe şahit olacağız" demiş.

Ben Sayın Nebati''nin açıklamalarında Temmuz gibi bir düşüş bekliyordum ama olsun. Aralık ayında olacakmış.

Belli ki bu düşüş biraz ağırkanlı, belki de kilolu olduğundan seri hareket etme özelliği yok.

Aralık ayında bu düşüş gelene kadar biz öyle bir şey yapmalıyız ki, düşüş bile hızlı hareket etmek istesin, koşar adımlarla bize doğru gelsin.

"Ne yapabiliriz, nasıl yapabiliriz?" diye düşündüm akıl hastası raporu olan çocukluk arkadaşım Muittin kardeşimle…

Aralık ayının adına baktım, "Aralık" var. Biz de o ay gelene kadar evdeki pencereleri dışarı çıkarken aralık bırakmaya karar verdik.

Hem ev havalanır hem de evrene "Aralık ayı çabuk gelsin" mesajı iletmiş olurduk.

Ben Muittin''e "Kapıyı da aralık bırakalım, zaman daha çabuk gelir" dedim ama Muittin "Saçmalama, hırsızlar gelebilir" dedi.

Hak verdim, ne de olsa hastanede heyetten rapor almış biri. Muittin kendisine "Deli" diyenlere "Ne delisi be, o koca koca doktorların verdiği rapor aslında benim akıllıktan mezun olduğumu gösteren diploma. Akıllıktan mezun olan mezun oldu diye eğitimine nokta mı koymalı? Siz çocuğunuz liseden sonra neden üniversiteye gitsin istiyorsunuz, Lise diploması yetmiyor mu?" diyen biri.

Özetle efendim, ben de pencereleri aralık bırakıp alışveriş için dışarı çıktım.

İçimdeki heyecanı anlatamam ama size… İnanın, "hangi ürüne ne kadar zam gelmiş?" tedirginliği yerini "Aralık acaba kaç önce gelecek?" heyecanına bırakmıştı.

Alışveriş yaptığım semt pazarına gidene kadar yol üzerinde kapısı aralık ne kadar apartman gördümse yanaşıp kapıyı daha da açtım.

Apartmandan çıkan biri tarafından tekmelendim ama olsun.

Bir keresinde de kapısını aralık bırakmış bir sürücü gördüm. Arabanın içinde minik bir bebek vardı. Sürücü hemen yandaki bakkaldan bir şey alıyordu.

Ben aralık olan kapıyı daha da araladım.

Tam o sırada babası olduğunu düşündüğüm sürücü "Çocuğumu kaçırıyorlar" diye bağırarak ve elindeki yumurtayı bana fırlatarak kovaladı.

Yumurtayı nasıl attıysa, güdümlü füze gibi, tam ensemde patladı.

Sırtımdan aşağı 2 koldan aktı yumurta yavaş yavaş, o zaman anladım ki çift sarılı idi.

Neyse, bunlar tatlı maceralar.

Hedefe kitlenen insanın başına gelenler sıkıntı yaratmaz diyerek alışverişimi yaptım ve eve döndüm.

Sokağın başına geldiğimde bizim apartmanın önünde Olay Yeri İnceleme aracı vardı. Şerit çekmişlerdi, sordum, "penceresi açık bırakılan bir eve hırsız girmiş" diye konuşuyordu mahalleli.

Bir bakayım, detayları öğrenir öğrenmez yazarım size.