Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

Andımız hakkımızdır!

24 Haziran 2018 genel seçimleri sonrasıydı…

Sonuçları değerlendiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Partimiz hem kilit parti olmuş, hem de denge ve denetleme görevi almıştır.'' demişti.

Oysa ülke artık tek adam rejimine geçmişti… Ülke, Meclis'te yapılacak düzenlemelere ihtiyaç kalmadan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile pekâlâ yönetilebilecekti.

Haliyle, herhangi bir parti bu sistemde nasıl "kilit, denge ve denetleme" konumunda olabilirdi ki?

Sonradan ortaya çıkacaktı işin aslı…

Muhalefetin, Andımız, TC ibaresi, Doğu Türkistan, FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması gibi konularda verdiği önergelerde sergileyecekti MHP "kilit, denge ve denetleme" görevini. MHP, bu önergelerde aldığı tavırla, HDP'den sonra MHP'nin ikinci çözüm ortağı olmuştu…

Şimdi o MHP ve genel başkanı Devlet Bahçeli, Danıştay'ın vicdanları sızlatan Andımız kararına tepki gösteriyor. Asıl muhatabı es geçip, Danıştay'ı hedef yaparak hem de…

Öyle ya; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, öğrenci andının okunması yönündeki Danıştay 8. Daire'sinin kararını kaldıran hükmünü, AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılan itiraza istinaden verdi…

Ama Cumhur İttifakı'ndaki ortağına tek kelime etmedi Bahçeli. Böylelikle yükselen kamuoyu tepkisi karşısında hem üzerinden yük attı hem gaz aldı hem de ortağını korudu…

Sınırlı, kontrollü milliyetçi siyaset budur! İktidara Türkiye'yi teslim edenler, o iktidarın izin verdiği kadar milliyetçilik yapıyor!

Gelelim madalyonun diğer yüzüne…

Bilmeyenler çoktur. Yabancı istihbarat servislerinin özellikle Türkiye'deki propagandaları arasında İndo- Aryan ırkçı tarih tezleri vardır. Türk olmak bu teze göre, faşizm sayılmalıdır ki, bugün iktidar sahipleri de Andımız'ı faşist bir ayin olarak görüyor…

Andımız, AKP döneminden önce de Türkiye'de bir takım odakların daima hedefinde oldu. Bu odaklar, birbirine zıt gibi görünseler de, Türklüğe, Cumhuriyet ve Atatürk'e karşı hasımlıkta birbirlerinden zerre kadar farkı olmayan çevrelerdir.

Andımızın kaldırılması, onların ulus devlete, cumhuriyet değerlerine karşı kazandıkları bir zaferdi aslında. Daha ötesinde, Atatürk'ün öldüğü ilk dakikadan itibaren başlatılan karşı devrimin geldiği noktayı gösteren bir kesitti.

Andımız çözüm süreci sırasında PKK talebi olarak kaldırılmıştı. PKK talebiyle andımızı kaldıran iktidar, o günlerde teröristlere karşı dur emri verdiği askere ve polise çözüm süreci buzdolabına kalktığından beri vur emri veriyor. Ancak Danıştay'ın son Andımız kararı gösterdi ki; çözüm süreci zihniyeti iktidar sahiplerinin kafasında nadasa çekilmiş vaziyette.

Andımızın kaldırıldığı sıralarda PKK ve siyasi uzantısı AKP'nin çözüm ortağı, FETÖ ise adeta koalisyon ortağı gibiydi. O günlerde bu karara sevinç çığlıkları atan, zafer sarhoşluğu yaşayan PKK ile FETÖ'nün bugün Danıştay'ın Andımız kararından rahatsızlık duymadığını söyleyebilir miyiz?

Öğrenci andını '' Türklük dayatmak '' olarak görmek ise, bir başka sinsilik!

Türkiye, adını üzerinden yaşayan insanların kimliğinden alıyor. Yani Türk milletinden. Türklük bir etnisite ve alt kimlik değil, Türkiye coğrafyasının asli ve hâkim unsurudur.

 Bir tarafında Balkanlar, bir tarafında Kafkaslar ve bir tarafında da Ortadoğu olan Anadolu'da başka bir ismin altında ayakta kalmamız mümkün değil.

Osmanlı'nın son dönemi, Birinci Dünya Savaşı ve nihayet İstiklal Harbi, Anadolu'dan silinip gitmememiz için benimsenecek tek yolun Türklük bilinci olduğunu göstermiştir. Türk milletinin etnisitelere bölündüğü bir Anadolu'da geleceğimiz nokta, 1919 Mayıs'ının 19'unun şartlarını tekerrürüdür.

 Andımızdaki ruh, düvel-i muazzamayı yenmemizi sağlayan ruhtur. İstiklal Harbi, bu ülkede Türk'çe yaşayabilmemiz için yapılmadı mı?

Andımızdan rahatsız olanların zihninde Türk milletine karşı hasımlık vardır. Safları Türk milletinin safı değildir.

Ne yazık ki onlar, adı Türk olan milletin oyları ile iktidar olup, adı Türk olan milletin sayesinde makam ve mevkilere gelip; Türk adı geçiyor, Türk milletine aidiyet duygusunu aşılıyor ve güçlendiriyor diye öğrenci andından rahatsızlar ve haksız ithamlarla öğrenci andına yükleniyorlar.

Bu kişilere tavsiyem, seçim dönemlerinde oy istemeye gittikleri gibi, vatandaşların ayağına gidip, andımız hakkındaki düşüncelerini söylemeleridir. Her yanlışını milli iradenin kendilerine verdiği destek ile meşrulaştırmaya çalışan bir iktidar, andımız konusunda milli iradenin nabzını ölçmekten kaçmamalı.

Unutulmamalıdır ki, ''Varlığım Türk varlığına armağan olsun'' anlayışı, sıradan değildir. Geçtiğimiz yüzyıla, bu ruh damgasını vurdu, geleceği etkileyecek en önemli dinamik yine bu ruhtur. Ve şurası da var ki; eğer vatandaşlıktan kulluğa, millet bilincinden ümmet anlayışına geri evrilirsek, bu çağda tutunamayız!

Sahi, ne oldu Andımız'ı kaldırınca, terör bitti mi? Eğitim kalitesi arttı mı?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları