Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

Amirallere Yapılan Vefasızlığı,  Vicdanlara Bırakıyorum.-1-

05 Nisan 2021 tarihinde 10 emekli amiral, şafak baskınları sonucu "kaçma şüphesi" gerekçesiyle gözaltına alınmışlardı.

Çağırıldıkları zaman gelecek kişilerdi bunlar.

Yaş durumları nedeniyle 4 emekli amiral de ifadeye çağrılmıştı.

 

***

 

Şerefli amirallere şafak baskınları düzenleyenler, bu amirallerin FETÖ'cü hainler gibi yurt dışına kaçmayacaklarını gayet de iyi biliyorlardı. Çünkü bunlar onurluydular.

Vatanseverdiler. Kendilerinden emindiler.

Bu uygulama "askeri itibarsızlaştırma" halidir.

 

***

 

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Amirallere Suikast gibi kumpas davalarında generallerin, amirallerin, subayların arandıklarını duyduklarında yurt dışı görevlerinden koşarak gelip teslim olduklarını amiralleri gözaltına aldırtanlar da biliyorlardı.

 

***

 

Gözaltında bulunan emekli amiraller adli kontrol şartıyla 13 Nisan 2021 tarihinde serbest bırakıldılar.

Adli kontrol şartıyla bırakılan emekli amirallere il dışına çıkmamaları için "elektronik kelepçe" takıldı.

 

***

 

Evet "madalya" takılması gereken amirallere elektronik kelepçe takılmıştı.

Hukuken değil, "siyaseten" takılmış olan bir kelepçe.

Bu utanç takanlara, taktırtanlara aittir.

Beyinlerine takamadıkları kelepçeyi 80 yaşlarındaki emekli amirallerin ayaklarına takmışlardı.

"Bu kelepçe, emekli amiraller nezdinde Atatürk'e vurulmuştur."

Utanç verici bir durum.

Onur kırıcı bir durum.

Aşağılama, küçük düşürme, gözdağı ve itibarsızlaştırmaya yönelik bir uygulamadır.

 

***

 

Bu amirallere elektronik kelepçe takanlar ve taktırtanlar 83 mehmetimizin katili Osman Öcalan'ı TRT'ye çıkaranlara da elektronik kelepçe taktırmayı neden hiç düşünmediler ki?

Bu hususu da milletimizin taktirine sunuyorum.

 

***

 

Amirallere yapılan linç kampanyası, güç gösterisidir.

Muhaliflere verilmek istenen gözdağı mesajıdır.

"Tükenmişliğin eseridir."

 

***

 

İfadeye çağırılan amirallerden "Mustafa Özbey" duruşma bittikten sonra Merkez Orduevi'ne gider.

Gece saat: 02.15'dir.

Eşi ve bazı eşyaları ordu evindedir.

Odasına, eşinin yanına çıkacaktır.

Yorgun ve bitkindir.

Ancak kendisine, orduevine giriş yasağı konduğu, eşini ve eşyalarını aldıktan sonra orduevini derhal terk etmeleri söylenir.

Ve apar topar orduevinden atılırlar.

 

***

 

Tam yarım asır ülkesine kahramanca hizmet etmiştir "Özbey."

Bu uygulama kendisini çok üzer.

Eşini ve eşyalarını alarak orduevini "yaşı gereği ağır adımlarla" terk eder.

Tam bir vefasızlık örneğidir.

Utanç verici bir uygulamadır.

 

***

 

Hukukun;

"Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur." ilkesine rağmen orduevlerine bu amirallerin girişlerini yasaklayan komutanlar, "yargısız infazda" bulunarak tarihe geçtiler.

Silah arkadaşlarını üzen, adil olmayan bu uygulamayı Türk toplumunun vicdanına bırakıyorum.

 

***

 

Balyoz ve Ergenekon gibi kumpas davalarında da orduevlerinin kumpas mağdurlarına yasaklandığını görmüştük.

Bugün yaşandığı gibi o gün de yargı sonucu beklenmeden yargısız infaz edilmişlerdi komutanlar.

Nihayetinde hepsinin suçsuz oldukları ortaya çıkmış ve beraat etmişlerdi.

 

***

 

Silah arkadaşlığının gereği; "iyi günde de, kötü günde de birbirlerinin yanında olmaktır."

Yargısız infazla orduevlerine giriş yasağı koymak olmamalıydı silah arkadaşlığı.

"Siyasilerin açıklamaları doğrultusunda alınmış bir karar gibi görünen bu yasaklama hiç de yakışık almamıştır."

Bizler içimize sindiremedik.

İlgili makamlarda bulunan komutanlar içlerine sindirebildilerse diyecek bir şey bulamıyorum.

 

***

 

Ayrıca emekli amirallerle aynı kaderi paylaşmış üst düzey bir komutanın emekli amiraller için "edepsizler" ifadesini kullanacak şekilde kendinden geçmesine peki ne dersiniz?

 

***

 

Siyasetçiler "koltuklarını düşünerek" siyasi kararlar alabilirler.

Ancak asker kişilerin kararlarında makam, rütbe, "ikbal" düşüncesi değil, "hakkaniyet" etken olmalıdır.

Askerlerin kararları siyasi olamaz.

 

***

 

Unutmayalım ki; Vicdanlı ve dürüst olmak, "hesaplı" olmaktan iyidir.

Hesap, insanı makam sahibi yapar.

"Vicdan ise insanı insan yapar."

 

***

 

Ergenekon ve Balyoz davalarında askere saldırıp olmadık iftiralar atan,

"FETÖ'nün kumpasına tetikçilik yapan" besleme medyanın sözde yorumcuları, bu duyuru sonrasında da yine aynı şekilde televizyon ekranlarından salyalar akıtarak, tükürükler saçarak amirallerimize kin ve nefretlerini kustular.

Askere olan husumetlerini bir daha gösterdiler.

 

***

 

Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya Camisi imamı Dışişleri Bakanı gibi konuşacak,

ama emekli amiraller ise hem de "ülkemizin ulusal çıkarlarını içeren kendi birikim ve donanımlı oldukları" konularda konuşmayacak öyle mi?

Vay be.

 

***

 

Amirallerin duyurusu, analarının ak sütü gibi tertemiz haklı bir duyurudur.

O konuşmayacak, bu konuşmayacak, emekli  amiraller konuşmayacak peki kim konuşacak efendim?

Bir çok kişi sindirildi.

"Aman bana bir şey olmasın." diye konuşamıyor.

Ülke yanarken, rejim elden giderken, cumhuriyet değerleri yerle bir edilmişken, ülkemizin fabrika ayarları tamamen alt üst edilmişken, "yasalar hukukun müeyyidesi değil, siyasilerin müeyyidesi haline gelmişken," kanunlar, anayasa ayaklar altına alınmışken, adalet terazisini ellerinde bulunduranların önemli bir bölüm yanlış tartarken, muhalifler baskı altına tutulurken, ordu sarıklı cemaat ve tarikat mensuplarına teslim edilirken, ülkemizin beka meselelerinden olan Montrö delinmeye çalışılırken, özgürlük, demokrasi yok edilmişken sessiz kalanlar, bizlere vatan, millet, bayrak sevgisinden asla bahsetmesinler.

 

***

 

O zaman hiç konuşmayalım.

Sonsuza kadar susalım mı?

Görüş bildirmek için bir siyasi partiye üye mi olmak lazım?

Vatanı sevmenin bir gereği vardır.

Bunun için gerekirse ağır bedeller dahi ödenir.

"Yiğide, kanunlar çevresinde fikirlerini ortaya koyarak yaptıkları savaş, bayramdır, bayram."

 

***

 

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şu ifadelerine dikkatinizi çekmek isterim; "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."

Hz. Ali (r.a) ise; "Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz." der.

 

***

 

Ülkemizin ve gözbebeğimiz olan TSK'nın güvenliği endişeleriyle yapılan duyurunun yasalara ve anayasaya göre uygunsuzluğu var mıydı?

Hayır.

Peki bu rahatsızlık o zaman niçindi?

Rahatsızlık, duyuru içerisinde geçen ve "ABD çıkarlarıyla örtüşmeyen" ülkemizi felakete sürükleyecek 3 ayrı konuya dikkatin çekilmesidir.

Özellikle bunun altını bir kez daha çizelim.

 

Devam edecek.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları