Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

Amirallere gözaltı hukuksuzluğu

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, bir televizyon kanalında, "Montrö Sözleşmesi'ni Cumhurbaşkanı lağvedebilir." demişti.

 

***

 

04 Nisan 2021 tarihinde 104 emekli amiral bazı internet siteleri ve sosyal medya üzerinden  "104 amiralden Montrö bildirisi" başlığı altında bir yazı yayınladılar.

 

***

 

104 emekli amiralin, Çanakkale ve İstanbul Boğazlarında ülkemize kontrol hakkı veren Montrö (Montreux) Antlaşması'nın tartışmaya açılmasına, muvazzaf bir amiralin üniformalı olarak başında sarık, üzerinde cübbeyle bir tarikat evinde verdiği görüntü ve Kanal İstanbul'un yapılmasına karşı çıkan bildirisi, iktidar çevrelerince ve de TBMM Başkanınca "darbe iması" olarak yorumlandı ve sert tepkiler geldi.

 

***

 

Bildirinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "jet hızıyla" soruşturma açtı.

Hukuki dayanağı olmayan  bir soruşturmadır bu.

 

***

 

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi olan 83 askerimizin katili Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkartılmasıyla ilgili TRT yetkilileri hakkında yapılan suç duyurusunu  "basın özgürlüğü" kapsamında değerlendirip soruşturmaya gerek olmadığı kararı veren aynı savcılığın, görüş bildiren 104 Amiral hakkında jet hızıyla soruşturma başlatmasında sizce bir tuhaflık yok mudur?

 

***

 

Amirallerin bu bildirisinde "Darbe iması" yapıldığı gerekçesi ile polis, 5 Nisan 2021 tarihinde 10 amirali evlerine baskın düzenleyerek gözaltına aldılar.

Halbuki davetiye ile çağrılabilirlerdi.

Bu bildiriyi ilkokula giden biri okusa vallahi darbe iması olmadığını anlar.

Böyle bir ima çıkaranların niyetlerinden şüphe etmek gerekir.

 

***

 

Ordumuza yarım asıra yakın başarı ile hizmet etmiş amirallerin gözaltına alınmalarını, muhalifleri susturmaya, sindirmeye, korkutmaya yönelik bir uygulama olduğunu değerlendiriyorum.

 

***

 

PKK'nın en büyük destekçisi, TSK'lerinin en büyük düşmanı ABD, Montrö'nün delinmesinden yanadır.

104 amiralin bildirisi ise "Montrö'nün delinmemesi" içindir.

Montrö'nün delinmesine karşı görüş bildiren amirallerin jet hızıyla gözaltına alınmalarının tesadüf olmadığını şimdi anladınız mı?

 

***

 

Gözaltına alınan amirallerin bir çoğunun Ergenekon ve Balyoz kumpası davaları nedeniyle yıllarca cezaevinde suçsuz yere yatırıldığını biliyorsunuzdur.

Peki kumpas davalarınının uygulayıcıları kimlerdi?

FETÖ.

FETÖ'nün siyasi destekçisi kimdi?

Bugünkü siyasi irade.

FETÖ'yü TSK'lerini pasifize etmek, özellikle de Deniz Kuvvetlerini çökertmek için kim kullandı?

Amerika.

Peki bu amirallerin gözaltına alınmasına sevinen kimler olmuştur?

Elbette FETÖ ve de dolayısıyla Amerika.

Amirallerin gözaltına alınmasını Yunan basını;

"Mavi vatan kışkırtıcıları tutuklandı." ifadeleri ile sevinçle karşıladı.

Bu amirallerin gözaltına alınmasıyla şimdi anladınız mı kimlerin ekmeğine yağ sürülmüş olduğunu?

 

***

 

Gözaltına alınan Amirallerin ortak özellikleri FETÖ ile mücadele etmiş olmaları, FETÖ kumpası mağduru olmalarından dolayı yıllarca cezaevinde yatmış olmaları, Anayasanın değiştirilemez maddelerine sahip çıkmaları, Mustafa Kemal Atatürk ve ilkelerine sadık olmalarıdır.

 

***

 

Karadeniz barış denizi haline geldiyse bunun yegane sebebi Montrö'dür.

"Montrö Sözleşmesinin lağv edebileceğini" ifade ederek Montrö Boğazlar Sözleşmesinin tartışılmasına yol açabilecek beyanlarda bulunmak, yıllarını TSK'nin kritik makamlarında görev yaparak geçirmiş 104 amiralin görüşlerini önemsememek, hatta bu görüşlere saldırıda bulunmak asla ülkemizin menfaatine değildir.

 

***

 

Montrö'nün tartışılmasını istemek ABD ağzı ile konuşmak demektir.

Türkiye'nin düşmanı olan ABD ağızıyla bu ülkede konuşmak serbest olacak,

ifade özgürlüğünün anayasamız tarafından güvence altına alındığı ülkemizde, ülkenin menfaati hakkında bir görüş bildirmek ise suç olacak öyle mi?

 

***

 

Ayasofya Baş İmamı bu ülkede hem de anayasaya aykırı şekilde "rejim karşıtı" görüşler bildirecek, 15 Temmuz darbe girişimi "Allah'ın lütfu" sayılacak, ama anayasal haklarını kullanan emekli askerlere ise tahammülsüzlük gösterilecek öyle mi?

 

***

 

Hem de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı iken Anayasa'ya aykırı  şekilde "İstanbul başkent" ve "resmi dil Arapça" olmak üzere İslam Ülkeleri Konfederasyonu kurulmasını öneren emekli bir generalin bu konuşmaları düşünce özgürlüğü kabul edilecek, ama konusunda uzman olan amiraller hemde konularıyla ilgili açıklamada bulunamayacak öyle mi?

 

***

 

Kısacası, bu ülkede emekli askerler görüş bildirirseler suç, Asker ve Atatürk düşmanlarının askerler ve Atatürk hakkında ağızlarından köpükler saçarak hakaret ve suçlamalarda bulunmaları ise düşünce özgürlüğü öyle mi?

 

***

 

Boğazların statüsünü Türkiye'de en iyi bilen, bu işin uzmanı kişiler bu amirallerdir.

Bunların bu konuya hassasiyet duymaları kadar doğal bir şey olamaz.

Boğazların statüsünü bilen kişilerin konu ile ilgili görüş bildirmeleri, ordu içerisinde FETÖ benzeri yapılanma girişimlerine dikkat çekme çabaları  "vatana sahip çıkmaktır."

 

***

 

Darbecilikle suçlandıkları kumpas davalarından beraat etmiş amirallerin, hiçbir yaptırım ve zor kullanma gücüne sahip olmadıkları emekliliklerinde darbeciliğe kalkıştıklarını öne sürmek, insafsızlıktır, mantık dışıdır, hepsine hakaret ve aşağılamadır.

 

***

 

104 emekli amiralin Montrö Sözleşmesi'yle ilgili bildiri yayımlaması ve 10'unun gözaltına alınmasının ardından 98 eski milletvekili de 05 Nisan 2021 tarihinde sabah saatlerinde açıklama yaparak emekli askerlere destek verirken iktidarın küçük ortağı ise ;

"104 amiralin, rütbeleri sökülmeli, emeklilik hakları kaldırılmalı, emekli maaşları kesilmeli, çok yönlü adli ve idari soruşturması yapılmalıdır." dedi

 

***

 

 "Bu Amirallerin rütbelerini sökün, maaşlarını kesin."diyenler;

Siyasi iradenin liderinin 2018 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde Malatya'da gerçekleştirdiği seçim mitingine hem de üniforması ile katılan ve konuşmasını alkışlayan o dönemin ordu komutanı olan "general için de" aynı sözleri niçin sarf etmediniz?

 

***

 

Yine aynı yıl aynı seçim öncesinde Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçirmek için "o dönemki TSK'nın en üst düzey komutanı" ile siyasi iradenin bir yetkilisinin helikopter ile yaptıkları Abdullah Gül'ü ziyaretleri basına da yansımıştı.

Amirallerin rütbelerinin sökülmesini isteyenler sahi siz o zaman neredeydiniz?

Bugün amirallere saldıran kesim;

"Peki ya sizler?"

Peki yukarıda yaşanan her iki durumu neden "askeri vesayet" diye telaffuz etmediniz?

Bu vesayetin üzerine gitmediniz?

 

***

 

Montrö'ye sahip çıkma, ülkenin bekası içindir.

Ülkemizin geleceğini ilgilendiren konularda kamuoyunu bilgilendirmek, temel bir anayasal haktır.

Anayasanın 26. Maddesi aynen şöyle der;

"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir."

 

***

 

Bu ülkenin iti, çakalı, hırsızı, haini, ahlaksızı hatta çoğu kez anayasayı, kanunları hiçe sayanları, sivil vesayetçileri konuşacak,

Anayasa, kanunlar, Anayasa Mahkemesi kararları, AİHM kararları ayaklar altına alınacak, eğer asker emeklisi ülkemizin menfaatini içeren bir konuda konuşursa "sırf eskiden üniforma giydi diye" linç edilecek, gözaltına alınacak öyle mi?

Ayrıca yargının en tepesindeki kişilerin dahi bu bildiriye imza atan amiraller hakkında görüş açıklamalarına ne dersiniz?

Akla ziyan bir durumdur.

Yargının "Taraf" olmasıdır.

Adil yargılamayı etkileme teşebbüsü ve suçudur.

 

***

 

Bildiriden muhtıra çıkarılmaya çalışılmasının nedenlerinden birincisi; bu kesimin bir dönem asker üniforması giymiş olanlara devam eden husumetlerinin dışa vurulmasıdır.

İkincisi ise; iktidar ilk seçimlerde gidici olduğunu gayette iyi biliyor.

Kısacası abbas yolcu.

Her zaman olduğu gibi mağdur edebiyatı arkasına sığınarak, bu suretle de muhalefete vurarak "oylarındaki erimeyi nasıl durdurabiliriz." telaşıdır.

 

***

 

Peki bu 104 amiral, tarikat evinde görüntüleri ortaya çıkan cüppeli amiral için "methiyeler düzseydi "siyasi iktidar ve yandaşlar bunları o zaman kahraman ilan etmez miydi sizce?

 

***

 

Montrö boğazlar sözleşmesi Lozan'ın tamamlayıcısıdır.

104 amiralin  imzaladığı bu bildiriye karşı çıkan zihniyetin de Lozan'a "hezimet" diyen zihniyet olduğunu da burada hatırlatmak istiyorum.

 

***

 

Sonuç mu;

Düşünce açıklama hak ve özgürlüğünü anayasadan alarak kullanan kişilerin darbecilikle suçlanması, baskı altına alınmaları kabul edilemez.

 

*

 

Ömürlerini ülkemizin çıkarına adamış, topsuz tüfeksiz emekli amirallerin yayınladıkları bildiride darbe iması olmadığı aşikardır.

 

*

 

Bir dolarla teslim alınmış cemaat mensubu generallere, bu generalleri darbe yapacak makamlara getiren bir siyasi iradeye tanık oldu bu ülke.

 

*

 

Ordu içerisinde "cemaat ve tarikat yapılanmalarına" çanak tutulmadığı sürece bu ülkede darbe dönemi bitmiştir.

 

*

 

Bu millet darbeyi;

Elinde silah olmayan, yaşlarından dolayı yolda zar zor yürüyen emekli amirallerden değil tarikat evlerinde çekinmeden hem de üniformasıyla pozlar veren "sarıklı amirallerden" beklemelidir.

Ülkemizin Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı askerlerine düşmanlık besleyenler, düşmana askerlik edenlerdir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları