Tarihte coğrafya itibariyle Türklerle komşu oldukları asırlardan bugüne Çinlilerin genele nazaran bu kadar sık gündemimizde olma sebeplerinden biri de COVİD-19 ile ilgili teyit edilmemiş kimisinde doğruluk payı olan kimisi spekülasyon ürünü pek çok iddia. Ama öncesinde daha sıklıkla Doğu Türkistan zulmü ile gündeme gelen Çin piyasada malları ile de gündeme gelmekteydi.

Bütün bunların dışında -elbette bunların birey olarak üzerimde etkisi ayrı bir konu- eşin dostun tavsiyesi ile aldığım Çin malı bit telefonun bana yaşattığı mağduriyettir. Tam da bu yazıyı kaleme aldığım günlerde (01-07-2020) Nurdan Gürbilek'in "İkinci Hayat" kitabını okumaktaydım. Gürbilek Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Avrupa'ya olan sevgi ve özlemine dair tespitlerini o derinlikli bakış açısı ile yorumlarken Tanpınar'ın bu yönünü şu ifadeler etrafında hatırlatır. (s:129- 130)

Şöyle der Ahmet Hamdi Tanpınar:

"Benim tuhaf huylarımı bilirsiniz. Öyle zenci, Çinli filândan pek hoşlanmam. Bana hilkatin acayiplikleri gibi gelir…"

Bir başka yerde de:

"Sonra etrafımda bir yığın Çinli Japon zevat. Meğer ben ne kadar beyaz ırk taraftarıymışım. Zerre kadar bir şey anlamıyorum Avrupalı olmayandan, bana Antropolojik tuhafiye eşyası gibi geliyor."

İşin antropolojik tarafı bir yana ama gündem gelişmeler bu yazı yayımlandığında nasıl bir vaziyet kesp eder onu bilmiyorum. Lakin bendenizin ruh hali şu sıralar Çin yapımı bir ürün hem de teknolojik bir ürün görmeme azminde…