Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

20 Darbenin yaşandığı ülkeden; Macron'un korkusu

Afrika'nın en fazla altın üreten dördüncü ülkesi olan Mali, dünyanın en fakir 25 ülkesi içerisinde yer alıyor.

1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanan ülkede 20 milyonluk nüfusun yüzde 90'ını Müslümanlar oluşturuyor.

2011 yılından sonra gerçekleşen askeri darbe ve sonrasında kuzeyde alan hakimiyetini daha da artıran radikal örgütler, Azavad Devleti'ni kurarak tek taraflı bağımsızlıklarını ilan etti. Devletin başkenti, filmlere de konu olan Timbuktu olmuştu.

Mali yönetimi, Fransa'yı bölgeye çağırınca, Ocak 2013'te başlayan Fransa'nın Serval operasyonu, bir yıl sonra yerini Mali dahil 5 ülkeyi de içerisine alan Barkhane Operasyonu'na bıraktı.

Operasyon Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Haziran 2021'deki açıklamasına göre 7 yılın ardından sona eriyor. Eriyor ama 50'den fazla Fransız askerinin öldüğü operasyonun aslında sona ermeyeceği, 'dönüşüm' yaşayacağı resmi ağızlardan doğrulandı.

Macron, Nisan ayındaki seçimleri düşünedursun, korktuğu şey başına geldi. Libya'da 'aynı safta yer aldığı' Rusya, bu sefer karşısına geçiyor. Daha doğrusu Rus paralı asker şirketi Wagner. İddiaya göre Mali'deki askeri cunta, 1.000 kadar paralı Wagner askerini aylık 10 milyon dolar gibi bir ücret karşılığında orduya entegre edecek.

Ordunun komuta merkezinden, taktiksel saldırılara kadar her alanda söz sahibi olması beklenen Wagner mensuplarının, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde olduğu gibi Rusya'ya da alan açacağı düşünülüyor.

Fransa, yıllardır emek verdiği, madenlerini işlettiği ve arka bahçesi olarak gördüğü Mali'deki bu gelişmeyi tepkiyle karşıladı. Ama ne çare…

Macron, Libya'da Türk askeri varlığını eleştirirken Rusya'ya susmuştu, Wagner'i görmezden geldi.

NATO müttefiki Türkiye'ye karşı Rusya'yı tercih etti, yetmedi Türk askerine karşı saldırılarda Wagner ile aynı cephede yer aldı.

Macron'un anlık hırslarla aldığı kararlar, çok geçmeden kendisini buldu. Afrika'nın kuzeyinde dönemsel planlarla anı yaşarken, Orta Afrika'da düşman ile yaşamak... Bakalım Wagner meselesi nereye gidecek.

 

BEGİN DOKTRİNİ: İSRAİL'İN ABD'Yİ BİLE AYAĞA KALDIRAN IRAK SALDIRISI

Yıl 1976.

Irak, Fransa'dan "Osiris" sınıfı nükleer reaktör satın aldı. Açıklamaya göre satın almanın amacı bilimsel araştırmalardı, askeri değildi. Ama İsrail bu açıklamaya hiçbir zaman güvenmedi.

Takip etti, izledi ve 'o' anı bekledi. Aradan geçen 5 yılda planlamalar hazırlandı. Nükleer reaktöre yakıt konulmadan önce reaktör imha edilmeliydi.

İsrail Başbakanı Menahem Begin tarafından İsrail savaş uçaklarına emir verildi. Bağdat güneyindeki Osirak reaktörüne düzenlenen saldırıda reaktör imha edildi ve Iraklı askerlerle birlikte bir Fransız sivil öldü.

Uluslararası toplum, hatta ABD bile saldırıyı kınadı. Bazı Amerikan gazeteleri "devlet destekli terörizm" başlıklarını manşete taşıdı.

İsrail Başbakanı Begin ise bu saldırının gelecekteki İsrail hükümetleri için de emsal teşkil edeceğini, bölgede İsrail'i tehdit edebilecek hiçbir askerî gelişmeye izin vermeyeceklerini açıkladı.

İsrail'in olası tehditleri sınırlarına yaklaşmadan yerinde imha etmesine yönelik strateji, Begin'in açıklamasıyla resmi olarak ifşa oldu.

Aslında kuruluşundan bu yana benzer stratejiye sahip olan İsrail, 1967'deki 6 Gün Savaşları'nda da bunu göstermişti.

Arap ülkelerinin saldırılarını bekleseydi savaşta büyük kayıp yaşayacağının farkında olduğu için havalanmadan yüzlerce Mısır savaş uçağını imha ederek savaşın seyrini değiştirmişti.

Tarihe Begin Doktrini olarak geçen bu strateji doğrudan bombalı saldırı değil, istihbarat faaliyeti veya siber olarak da halen devam ediyor.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları