Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

1961 Anayasası'nın ortaya çıkışı

Bunu hazırlayan ve bizim hiç değilse kısmen okumuş olduğumuz yakın tarihlere göre Demokrat Parti dönemi 1950-60 alışılmadık biçimde, dünyada başlatılan Soğuk Savaş yıllarına girmiştik.

Tamamen bağımsız kendi içinde devrimlerini de yapıp mali imkanlarıyla Devletçilik yöntemiyle kendine yeten bir devlet olarak gelmiştik, yaklaşık otuz beş yıl boyunca, 1945''te Meclis kararıyla çok partili rejime gelince, yine partinin içindeki milletvekili olanların Demokrat Parti''yi kurmaları olmuştu.

Böylece daha önceki köşe yazılarımla detayını anlattığım gibi alışılmış Devletçilik sisteminden de kurtulup Popülist özel sektörcü, Neo Liberal ve sözde Batılılaşma, Batı''yla Doğu arasında dolaşan bir devletin yönetimiyle karşılaşmış olduk.

1957''lerden itibaren aydınların devletin kabinesine karşıt çıkışları ve sokaklarda dolaşanların bu kez Menderes tarafından talimatlarla tutuklatılması birebir yaşanıyordu.

Bu şartlar karşısında TSK, devletin ordusu olup ülkenin yönetilmesindeki bu aksaklıkları inceleme noktasına gelmişti, zorunlu olarak.

Meclis rahat çalışamıyorsa, Başbakanın aldığı bütün kararlar yasalaşmadan uygulanabiliyorsa, Meclisin çalışmaları dışında kendince, bir de Tahkikat Komisyonu tanımında mahkemeler açılıp, tutuklamalar yapılıyorsa, meseleyi ciddiye alan ordunun, bilinen 27 Mayıs 1960 askerî darbesi yaşatılmış oldu.

Köşe yazımızın konusu 27 Mayıs darbesi değil ordu devletin yönetimine süreli olarak el koyunca bu kez nelerin acil yapılması gereğini, belgeler dışında yazıp açıklamak olacaktır. Geçen altmış yıl sonra bile olaylara sadece kendi fanatik mantığıyla bakanlara göre Türk ordusu içinde ortaya çıkan birkaç albay gece harekete geçip askerî darbe yaptılar. Londra daha önce kendi yazdıkları yeni anayasayı halkın önüne çıkarıp kabul ettirdiler ki buna da halen askerlerin anayasası denilmeye devam etmektedir.

BELGELERLE 61 ANAYASASI NEYDİ?

Yaşanmakta olan Soğuk Savaş yıllarının etkisiyle halen devam etmekte olan eski Osmanlıcılar, Batılıcılar, popülist rejime hayran kalan Neo liberaller ve dini asıl sayıp ayrılmak istemeyen İslamcılar gibi gruplaşanların tanımına göre çok farklı anlatılır.

Bazıları yeni devrim bazıları ihtilal, inkılap bazıları darbe, isyan, cuntacılık gibi daha baştan beri neden, nasıl olduğunu bilmedikleri ya da anlamak bile istemedikleri biçimde Meclis''i kapatılmış partileri kapatılmış kısa dönemin adlandırılması kutuplaşmalar çıkmasını zorunlu kılacaktı öyle de olmuştur.

Aslında 27 Mayıs''a götüren nedenler ekonomik ya da sosyal sebepler değildir, siyasal oluşumlar ve etkileşimlerin getirdiği DP''nin baskıcı düzeniydi. Temel hatlarıyla askerî harekatın amacının yaratılan kutuplaşmalardan doğmuş kardeş kavgasının acilen adil seçimlere gitmek olduğu anlaşılmıştır.

Sonuç olarak baktığımızda askerî müdahale başarılı olmuş ve bir meşruluk sorunu da yaratmamıştır. Ülkenin sivil, demokratik güçleri ve kamuoyu çabukça da büyük çapta onlardan yana olmaya başlamışlardı.

Askerî müdahale ve rejim yönetim için kendini de meşrulaştırırken öbür yandan da geçiş rejimi için gerekirse hukuksal işlemler için araştırmalar başlattığını görmekteydiler, halk ve gazetelerde.

Bu sebeple 12 Haziran 1960 tarihinde 24 Anayasasının bazı hükümlerini askıya aldılar. Böylece eski iktidarın meşruluğunu yitirdiğini ve anayasayı kullanılmaz hale getirdiklerin el konulduğunu söylemeye başlamıştı. Bu sebeple görevi kısa süre için ele alan Türk Silahlı Kuvvetlerinin hukuk devletini yeniden kurmak için, Türk Milleti adına harekete geçerek Milleti temsil vasfını kaybetmiş olan Meclisi kaldırarak devlet idaresine geçişi olarak el atılmış durumdadır.

Görülüyordu ki askerî müdahale 1921''deki Kurtuluş dönemindeki Ankara Büyük Millet Meclisi''nin görevini yüklenmişti. Kurucu Meclise ilişkin 157 sayılı kanun: Gelmiş olan Millî Birlik Komitesi tam olarak işlerini yapamıyoruz. 157 sayıyla başlayan ikinci aşamada bu iktidar sivil ve siyasal bir kurucu olan Temsilciler Meclisi ile paylaşmış olacaktı.

Göreve çağrılan İstanbul Üniversitesi Anayasa Komisyonu üyeleri akademisyenlerin girişimleri sonucunda kamuoyundaki Kurucu Meclis düşüncelerini yüklenmeleri üzerine meselenin hukuksal şekillere dönülmesi oldu.

Asıl amaç Kurucu Meclis eliyle Anayasayı ve de seçim kanununu acilen hazırlayarak mevcut iktidarı en geç 29 Ekim 1981 tarihinde yeni seçilmiş olarak, Büyük Millet Meclisi''ne devretmek olacaktı. Hazırlanan bu komisyon üyeleri açıkça şunlar olmuştur.

İstanbul Üniversitesinden Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, N. Şensoy, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, H. Nail Kubalı, R. Sarıca, Tarık Zafer Tunaya ve İsmet Giritli hocalar gelmişlerdi. Böylece de Haziran 1960 tarihinden itibaren Anayasa Ön Projesini hazırlama komisyonunun temsil ettiği esaslar, başlıklı hazırlanmıştı bile.

Ankara Üniversitesinden üç üye olarak İ. Arsel, B. Savcı ve Prof. M. Aksoy hocalar katılmış oldular. Bu komisyonunun çalışmaları sonucunda 18 Ekim 1960 tarihi de ön tasarı tamamlanıp Millî Birlik Komitesi''ne verilmiş oldu.

Bunlar arasında Millî Savunma Şurası Başkanı Savcı Tuğgeneral ile, Askerî Hakim Albay da katılmışlardı. Hazırlanan bu anayasa da sadece iki askerî üstelikte hukukçu üyelerin sadece beşte birim yetkilileri vardı. Yazıldığı gibi askerler anayasa hazırladılar sözleri tamamen fanatik ve karşıt fikirlilerin halen bile hele dinci iktidarlar tarafından kullanışını yaşıyoruz. 1961''de Referandumla 987 oy alınarak yasalaşmıştır.

Bu yasanın geçen 60 yıl sonra dönemin en gelişmiş anayasa modeli olduğunu savunan hukukçularla siyaset adamları bir hayli çok sayılardadır, bilesiniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları