Size bir sır vereyim.

Herkesin "Nerede?" dediği o 128 milyar dolar kardeşime ulaştım.

Merak etmeyin, iyi. Henüz Covid-19 veya Omicron-Momicron olmuş değil.

"Neredesin kardeş, gözümüz yollarda kaldı, herkes seni arıyor, kurbanlıklar hazır, adak yaptık dönesin diye, neredesin?" diye sordum kendisine.

Bilmenizi isterim, çok kibar, neşeli bir kardeş. Öyle Zarrab gibi ciddi değil, daha çok Sezgin Baran

Korkmaz(SBK) gibi güleç bir kardeş, şeytan tüyü var gibi geldi bana.

"Anlatayım abim" dedi ve başladı anlatmaya…

"Aslında Türkiye dışına çıkacaktım ama SBK gibi özel uçağım olmadığından tüyemedim. Ayrıca bildiğiniz gibi ben insan değilim, ağzım ve burnum yok, ülke dışına çıkmak için benden test istediler ama o çubuğu sokacak ağız veya burnum olmadığından mecburen kaldım burada" dedi ve devam etti.

"Bir döviz bürosuna gidip çaycı olarak işe başlamak istedim ama -Sen çayın kaç para olduğunu biliyor musun?- diye azarlanınca ben de bir ayakkabı boyama sandığı alarak ayakkabı boyamaya başladım.

Kenarda birikmişim de yoktu, üzgündüm. Ama nasip işte, birden asıl memleketim olan Amerikan Merkez Bankası'ndan gelen telefonla büyük büyük dedemden bana kalan bir miras olduğunu öğrendim. Büyük dedem meğerse gizli bir Türk imiş. Bana dolar değil de lira bırakmış. Neyse,

uzatmayayım, bana kalan o milyarlarca lirayı hesabıma gönderdiler. Ben de o parayla ayakkabı boyama işini büyüteyim mi diye düşünürken bir kardeş bana -Mal mısın sen? Bu ülkede ticaret yapmak risktir. Git, paradan para kazan, yastık altındaki paranı çıkarıp hemen dolar al- dedi."

Devam edecekti ama kendimi tutamayıp araya girdim ve "Sen ne güzel Türkçe öğrenmişsin, yastık altı filan, deyimlerimizi de kapmışsın" dedim.

"Kapmaz mıyım abim? Eşim Parite'ye -hemen yastık altındaki zulayı çıkar ve kapıya indir, geliyorum- dedim ve parayı alıp döviz bürosundan 7,5 seviyesindeyken kendimi aldım"

"Kendimi derken, anlayamadım?" dedim.

"Ben Dolar, aldığım da dolar ya, yani kendi kendimi aldım abi" dedi.

"Şimdi ne yapıyorsun?" diye sordum.

"Ne yapayım abi, bekliyorum işte. Büyüklerimizden biri konuşsun da dolar yükselsin diye bekliyorum. Konuştuklarında yüksekten satıp, sustuklarında düşen seviyelerden alıyorum. Nasılsa 18'den satıp düşünce yerine koyarak maliyetimi düşürdüm, rahatım. Eğer doların daha da yükselmeyeceği seviyeye geldiğini hissedersem, parayı bozdurup Kanal İstanbul civarında uygun fiyata bulabilirsem arsa alacağım" dedi.

"Bulmuşsun para kazanmanın yolunu ama sıkılır insan, biliyorsun bizde -papaz her zaman pilav yemez- diye bir söz vardır" dedim.

Tam cevap verecekti ki "Kusura bakma abi, papaz deyince diğer hattan beni Rahip Brunson aradı, sanki konuşmamızı duymuş gibi. Onunla biraz makara yapacağız izninle" dedi.

"Selam söyle" diyemedim, "Allah kavuştursun" hiç diyemedim.