Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

Suriye bataklığında macera aramak...

Merhaba sevgili "GÜNBOYU" okuyucuları.

Kısmet olursa burada her Perşembe günü beraber olacağız.

Asker emeklisi olarak bir çok konuda kendi tecrübelerimi de sizlerle paylaşacağım.

Dünü, bugünü değerlendireceğiz. Tarihte, geçmişte  yaşanan bazı hususları farklı boyutlarla masaya yatıracağız.

Bunlardan hep beraber ders çıkarmaya çalışacağız. Yıl içerisindeki bazı önemli günlerde o güne özgü konuları da kaleme almaya gayret edeceğiz.

"Suriye bataklığı" başlıklı yazımla başlamak istiyorum.

Kuzu sarması olduğumuz Esad birden bire düşman ilan edilmiş, "Katil Esed" olmuştu.

"Katil Esed gitmeli. Esed rejimi devrilmeli" ile başlayan süreçten, İdlib'e Rus ve İran destekli rejim güçlerinin saldırıları sonrasında "İdlib bölgesindeki milyonlarca halkın mülteci olarak Türkiye'ye gelmelerini nasıl önleyebiliriz" sürecine gelindi.

2012 yılının ortalarında Esad'a bir kaç ay ömür biçmişler, bir kaç ayda devrilecek demişlerdi.

Aradan 8 yıl geçti. Ömür biçenler gitti.

Esad ise Rusya ve İran'ın da desteği ile halen dimdik ayakta.

*

Şu sorular akıllara geliyor;

Karabağ işgal edildi. Hocalı katliamı halen hafızalarda.

Ermeni rejimi Azeri Türklerini katletmedi mi?

Ermenistan'a karşı o bölgeye neden asker gönderilmedi?

Neden VATAN TOPRAĞIMIZ olan "Süleyman Şah" türbesinin bulunduğu topraklar IŞİD militanlarına bir gecede terk edilerek bırakıldı da orası savunulmadı?

Kürt Peşmergeler Irak'taki Türkmenleri katlederek, Türkmen kardeşlerimizi bulundukları topraktan sürerek oralara Kürtleri yerleştirip bölgenin demografik yapısını değiştirdiklerinde neden oraya asker gönderilmedi?

Ama söz konusu Suriye'deki Araplar olunca Suriye'deyiz.

Neymiş;

"Sivillere yönelik saldırılar yapıyor Katil Esed."

*

Vatanımız için, bayrağımız için gerekirse hepimiz şehit oluruz.

Ama Suriye'de bugün ne uğruna şehitler veriyoruz anlayan var mı?

*

Suriye'de şu anda bir savaş hali yaşanmaktadır.

Rusya ve rejim güçlerinin hava saldırılarında konvoylarımız askerî nizamda gitmedikleri için zayiatımızın arttığı,

taktik tertiplenmedeki hatalar artık konuşulmaya başlandı.

Liyakatlı TSK ve vatan sevdalısı kadroların Ergenekon, Balyoz davalarıyla tasfiye edildiğini hatırlatırım.

*

Kesinlikle Kumpas davaları neticesinde emekli edilmiş veya yaşananlara kızıp emekli olmuş liyakatlı komutanların derhal bilgi ve tecrübelerine de başvurma zamanı gelmiştir de geçmektedir.

Bu vatan hepimizindir.

Küskünlükler geride bırakılmalıdır.

*

1967'de Suriye'ye ait Golan tepelerini işgal etmiş olan İsrail ile İsrail'in hamisi olan ABD Suriye rejimine,

Esad'a düşmanlar.

İsrail ve ABD Esad rejiminin gitmesini,

kendilerine sadık bir rejimin gelmesini,

Suriye'nin bölünmesini istemekteler.

Suriye'yi bölmek için de YPG/PKK'yı desteklemekteler.

Bu nedenle de Suriye ile bizi kapıştırdılar.

Sakın ABD bize yardım eder,

NATO bize yardım eder,

BM bize yardım eder,

diye kimse ümide kapılmasın.

*

Suriye'de ABD ile Türkiye'nin çıkarları örtüşmüyor.

Dolayısıyla ABD ve NATO Türkiye'yi yalnız bırakmıştır.

Unutulmamalıdır ki;

Özellikle büyük devletlerin dostları, müttefikleri olmaz. Menfaatleri olur.

Bu nedenle de Türkiye İdlib konusunda tamamen yalnız bırakılmıştır.

Bir an önce hamasi ifadeler bırakılmalı orta yol bulunmalıdır.

*

Türkiye'nin ABD Patriot hava savunma sistemlerinin Suriye sınırına geçici olarak yerleştirilmesi talebine Amerika Savunma Bakanı'ndan 02 Mart 2020'de Türkiye'ye hava desteği sağlamayacaklarının açıklaması geldi.

Çünkü Rusya'yı karşılarına almak istemeyen bir  ABD var.

Ama ABD açıklamalarında sık sık ne diyor;

"Türkiye'nin yanındayız."

Vay bee.

ABD hiç bir zaman Türkiye'nin yanında olmamıştır ve de olmayacaktır.

ABD ve NATO ile yapılan görüşmelerimiz de dostlar alışverişte görsünden öteye asla gitmez, gitmeyecektir de.

*

Vladimir Putin'in de; hem çok zeki, hem çok akıllı ve hem de çok sinsi olduğu da göz ardı edilmemelidir. Temkinli adımlar atar.

Sovyet gizli istihbarat servisi KGB'nin eski bir üyesi olduğunu da hatırlatmakta yarar görüyorum.

*

Türkiye'nin bekası ile ilgili olmayan İdlib'de batağa sokulduk.

Yapılan yanlışı söyleyenler de vatan hainliği ile suçlanır oldu.

Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız.

Bu ülke, bu vatan, bu bayrak hepimizin.

Farklı görüşlerden, düşüncelerden yararlanmak neden güzel bir şey olmasın ki.

*

Anaların yürekleri ağızda İdlib'den gelecek haberleri beklerken,

Daha cenazesi toprağa verilmemiş Mehmetler varken,

Yüreğimiz kan ağalarken,

Meclis'teki vekillerin birbirine girmiş görüntülerini üzülerek izledik.

Bu durum, yaşanan toplumsal gerginliğin Meclis'e de vurmuş halidir.

Böyle günlerde aklıselimle hareket etmek gerekmez mi?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları