Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Sebep-Sonuçlar kimlere göre?

20 yüzyılın çeyreğinde dünya devletlerinin geçmiş tarihlerinde kabul edilebilir bir dünya savaşının doğrularıyla yaşanmadığını bir önceki yazımda sizlere aktarmıştım. Ayrıca 6 asırlık Osmanlı-Türk Devleti'nin ordusuyla nasıl bir konumda olduğunu bilmeden anlatılan tarihlerin de hiç inandırıcı olmadığını yazmıştım. Gelin şimdi doğrulara bir bakalım:

1914'e gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu Devletindeki kara kuvvetleri: 1-2-3-4-5-6-7-8 ve 9. ordusunun toplam 865.000 olduğunu, bunlara destek birliği 12 adet Hamidiye Kürt Aşiret Alayları / 19.000 / Jandarma birlikleri toplamda polis teşkilatı dahil 96.000'di. Dağınık durumdaki Üç Süvari Tümeni ise 34.000 kadardı.

Deniz Kuvvetlerimiz toplamda donanma ile birlikte subaşı, asker dahil 38.000 civarındaydı. Büyük bir harp halinde yüzde on rakamlı savaşan askerimizin 1.400.000'i geçmediğini bilmekteyiz. Ancak padişahın CİHAT kararı sonucunda bu rakam iki misli arttı.

Gerçeğe bakarsak, toplam nüfusumuz 22 milyon olup, bunun Araplar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler vb.nin toplamda 9 milyon olup, Türk sayısı ise sadece 13 milyondu. / Bu gerçeğe bakmadan, dünya savaşında milyonlarca askerimiz ve şehitlerimiz vardı anlatımı tamamen yanlış olup, böyle bir tarih anlatımı gerçekten uzak kalır.

Varsayımlarla dolu mitoloji bizi köklerimizden uzaklaştırır, şimdiye kadar olduğu gibi…

İKİNCİ SORU: Doğu'nun üstünlüğüne karşı Batı'nın öne çıkmasını sağlayacak KEŞİFLER ve SÖMÜRGECİLİK

19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupalı devletler kitlesel bütünlükler içinde asırlardır bilinmeyen keşifler yoluyla tüm dünyayı dolaşmaya ve de yeni yeni ülkeler bularak oralarda hakimiyet kurmaya yönelmiş oldular.

İşte bu hakimiyetler onlara kolay bir SÖMÜRGECİLİK getirisini kazandıracaktı, öyle de oldu. Devletler arası önceliğinde bu sömürgecilik tutkusunun ticarette büyük kazançlar sağlaması, bu kez KAPİTALİZM'i getirdi. Parasal gücün kapitalizme dönüşmesi bu kez krallar arasında yeni yeni yollara yatırımı kolay hale getirdi.

Dünya tarihlerinde artık buna SANAYİLEŞME dendi. Sanayileşme, küçüklü büyüklü fabrikalaşmayı getirdi ve çok geçmeden 19. yüzyılın yarısından itibaren bu kez zenginleşen devletler arasında KUTUPLAŞMAYI getirecekti. Sonuç olarak bakıldığında artık zenginleşen ve ticarette büyük gelirleri olan bu devletlerin bu kez üstünlük kurmak için şart olan askeri güç yani ordularını tüm imkânlarıyla büyütmek zorunda kalacaklardı, öyle de oldu.

Bu kapitalizm ve sanayileşme, çok geçmeden HARP SANAYİ yatırımına dönüştü. Fakat 19. yüzyıl sonlarına da geldiğinde Avrupa'da KAMPLAŞMALAR başlamakta gecikmedi. 19. yüzyıl biterken Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve de İtalya aynı fikirdeki grup oldular: İTTİFAK DEVLETLERİ.

Bunlara karşı, karşı kutupta ise İngiltere, Fransa ve Rusya ise ÜÇLÜ İTİLAF DEVLETLERİ'ni oluşturdu. Böylece iki taraf arasında gittikçe artan bu gerginlikler ve süratle artan silahlanma yarışına dönüşen bu rekabet, daha önceleri İngiltere ve Fransa arasındaki düşmani duygularını tarihe atmakta gecikmedi. Üstelik tam bu yıllar (1904-1905)'teki fikirsel ortak oldukları Rus Çarlığının Japonya yenilgisi bu kez onların daha çok birbirlerine katılımını getirmişti.

Aslına bakılırsa bu devletlerin zaman içinde aralarında çıkabilecek büyük çaptaki bir savaş için hedefleri kara devletlerinin denizlerdeki genişlemesini engellemek ve Avrupa'daki ticaret hakimiyeti ile sömürgeciliğin imkânlarını paylaşmaktan ibaretti.

ÜÇÜNCÜ SORU: Büyük savaşın nedenleri ve iki tarafın askeri durumları neydi? Görüldüğü gibi Avrupa'nın güçlü devletleri muhtemel bir savaş için birtakım amaçlarını gerçekleştirmek, bazı endişe ve tehlikelerden de kurtulabilmek için bir vasıtadan ibarettir.

Bu sebeple 1914 yılına gelindiğinde genel bir savaşın baş göstermesi için bütün şartlar Avrupalılar için mevcut görünmekteydi. Bunun için gerekli olan da sadece bir kıvılcımdan ibaretti ve öyle de olmuştur.

Ateş gücü orduları: Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorlukları toplam nüfusça 115 milyon, azınlıklar ise toplam 40 milyon civarındaydı. Milletler arası harpte asıl olan nüfusun yüzde 10'u savaşan asker sayılır. Bu bize savaşa girecek İttifak Devletleri ordusundaki 15 milyon ordusu vardı.

Rusya Çarlığı'nın ise toplam nüfusu 148 milyon ve azınlık halkları Asya'dakiler dahil 65 milyon civarı. Böylece savaşa katılacak ordusu 21 milyon civarıydı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları