Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Onur Akbaş

Dr. Onur Akbaş

HİSBOYU

Kayıp zamanı kovalayan bir ömür

1 Ocak deyince ülkemde her özel günlerde olduğu gibi bugün de yılbaşı olduğundan yaşam biçimini biçen terzilerin elinde tüketilir. Kimi kendi zaviyesinden helal-haram mihengine kimi de ekonomik ve sosyal tahlillerle Marksist analizlere vurur gider o günü. Oysa insanoğlunun ömrü günlerle sayılıdır. Hâl böyleyken daha farklı yönlerde birey merkezli alımlanan anıların kayıtlı olduğu bu yaldızlı sayfalar daha kaliteli ve cana can katan bir makamda yad edilebilir. Sosyal analizler üzerinden karın gurultusu makamında ömründe açlık görmemiş tatlı su söylenceleri yahut softa etiketlerinden daha kıymetlidir, anılarımız özlemlerimiz, beklentilerimiz, rüyalarımız ve çocukluk kadar temiz ve kutsal hayallerimiz…

Çocukluk, bilinçli şekilde temasa geçilen gerçekliğe hayallerle katılmanın adıdır. Bu hayallerin hatırasını kahve içme hazzında yad eden Marcel Proust çocukluğunu cebine koyarak, o dönemde kaybettiği zamanın peşine düştü. Ama bu yolculukta farklı bir şey vardı. Birlikte yaşamı paylaştıklarının değil, çocukluğunda tanıyıp keşfetmeyi arzuladıklarının dünyasına girmeye çalıştı. Zira parlaklık arzuyu tetikler arzu zamanın içinde yolculuğunuzu tayin eden iç güdüsel etkenlerin en hayati ve hayali olanıdır. O yüzden toprak damlı evlerin arkasından apartman içindekilerini seyreden gözün son durağı betondan dünyanın gerçeğine çarpıp durmadır. Bu bağlamda Ahmet Cemil'in maviden siyaha koşuşu da böyle bir koşuştur. Çocuksu bir aşkın sırf karşınızdaki masumiyetle karışık müphemiyetiyle kapısını size yetişkinlikte çaktıran itki tam da size bir yerlerden tanıdık gelen bir hatırlamaya evirildiği anda gerçeğin çirkin ve biçimsiz yumruğu ile anlarsınız peşine düştüğünüz zamanın çoktan kaybolduğunu. Proust demek, bu kayıplığı fiktif alemde diriltmek demektir. Sosyalist biçimciliğin ya da tanrısal hiyerarşinin peşine düşüp, enerjinizi nefesinizi lafazanlığa yahut verimsiz diyalektiğe harcamaktansa içinizdeki kayıp takvime bir dönün derim. Orada geçmişin sızılı trajedileri içinde size gülümseyen çocuksu kıpırdanışlarla dolu bir kırıntı bulabilirsiniz.

Bütün bu hislerle üstat Proust'u saygıyla anıyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları