Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Onur Akbaş

Dr. Onur Akbaş

HİSBOYU

Algı problemi ve insanlık halleri

Çağlar ilerledikçe gelişen teknoloji ve onun getirdiği konforla birlikte sondan başlangıca doğru evirilen hayatların her geçen gün yaşamı dar ettiği bu günlerde ortaya konulan reçeteler hep kaynak üzerinden oldu. Dolayısıyla soruna aranan çarelerin öznesi durumunda sürekli kod olarak dil yer aldı. Evet, bir bakıma doğru olan da buydu. Buna kimsenin itiraz yok. Ama her kesimden statüden meslekten meşrepten insanın, insanı insanlıktan çıkaran halleri karşısında tek problem dil miydi? Ya da dil bu denklemde sebep miydi netice mi? Evet biraz daha derine insek tavuk-yumurta döngüsüne hatta kısır döngüsüne girmemiz kaçınılmazken biz iletimizin doğrusundan sapmadan devam etmek gerekirse:

Hayata bakış açınız, kültür dünyanız, (varsa) okuma biçimi veya kültürünüz, yani fenomenolojiniz bir anlamda kelimelerinizin dölyatağıdır. Dolayısıyla anlattıklarınız, tarif ve tasvirleriniz duyduklarınız ya da duymayı istediklerinizin inisiyatifinde gelişir. Bu da sizin yaşam biçiminizin MR yahut tomografi sonucudur. Yani hayatımızın edimi ve nesnesi konumunda olan şeyler, ilgi ve ihtiyacımızı, onlar da algıda seçiciliğimizi tayin eder. Bu seçicilik hayatımızı ve dünyamızı algılayış biçimiyle birlikte bir değer hiyerarşisini doğurur. İşte algı biçimlerinin doğurduğu çarpıklık değer hiyerarşisindeki bozukluğu o da ne yazık ki kaosu besler. Zira hızlı değişimler sadece sosyal değil, bireysel ve biyolojik dengesizlikleri de tetikler. Bu durumda mesele sadece kanalı ve kodu değil alıcının çözülen kodu algılayışındaki çarpıklığa yani alımlama bozukluğuna inilerek, problemin bağlamı da değerlendirildikten sonra çözümler üzerinde konuşmak mümkün olacaktır. Bu da kolektif bir alımlama adına doğru ve isabetli hayatların ve hayat biçimlerinin sponsorluğu ile olur. Ben burada bunu arz ederken yaşam biçimlerinde bir seçicilikten ve seçilenin yahut seçenin onun yaşam biçimini sorgulamayı, övmeyi yahut yermeyi değil; kısacası müdahale etmeyi değil insanlığın ortak hazinesi olan değerleri algılama biçimini, okumaya ve düşünmeye azmetmiş bir avuç zihin ve iz'an sahibiyle paylaşarak insanlık adına soluk alıp verebilen birkaç okuyup düşünebilen ile birlikte, "öteki"ni ötekileştirip ona parmakla parmak sallamadan, üst perdeden konuşmadan, sıradanlığım içinde benim değer verdiklerimi, algı biçimimi dayatmadan bir alternatif olarak zihni karışık başta entelektüel ve sonra kalabalıklara sunmak gereklidir,  diye düşünüyorum.

Ekranlarda dayatılan "ünlü" adlaşmış sıfatına dahil olan varlıklardan yüzümüzü insanoğlunun sunduğu medeni çehrelere ve kitaplara çevirdiğimiz gün bu fenomonolojik yayılma mutlaka onurlu hayatlar ve onların algıları gölgesinde filiz verdiği gün, beşerden insana doğru ilerleme gerçek mecrasını bulacaktır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları