Merkel'in kariyerini bitirebilir

Merkel'in kariyerini bitirebilir
Siyasi partilerdeki ihtilaflar ve şiddetli parti içi muhalefetler dikkate alındığında, Almanya’da kurulacak olan büyük koalisyonun başarılı olma şansı görünmüyor.

Merkel'in kariyerini bitirebilir

Almanya'da 24 Eylül 2017 tarihinde yapılan Bundestag seçimleri siyasi bir 'pat durumunu' ortaya çıkarmıştı. Bilhassa Alman aşırı sağı AfD'nin beklentilerin çok üstünde bir sandalye ile federal parlamentoda temsil edilecek olması, koalisyonlarla yönetilen Almanya’da sadece koalisyonun kurulmasını zorlaştırmadı. Aynı zamanda tüm Almanya siyasetinde taşları yerinden oynatan AfD, giderek Almanya siyaseti için de bir tehdit haline geldi.

Seçim sonuçları, koalisyon üyesi partiler, CDU/CSU ve SPD’nin büyük oy kaybı yaşadığını ortaya koydu. Sonuçlar, Hristiyan Birlik partilerinin yüzde 8,5 oranında oy ve 65 sandalye kaybının olduğunu ortaya koyarken, aynı şekilde SPD’nin de yüzde 5,2 oranında oy ve 40 sandalye kaybettiğini ilan ediyordu. Seçim sonuçları netleştikten hemen sonra SPD, Alman halkının kendilerine verdiği görevin “Ana Muhalefet” olduğunu ilan ederek, hiçbir koalisyon teşekkülünde yer almayacağını açıkladı.

SPD’nin bu açıklaması, parlamentoya giren diğer iki aşırı uç parti aşırı sağcı AfD ve aşırı solcu DieLinke ile kimsenin görüşmeye yanaşmamasına, bir anda Jamaika koalisyonu da denilen ve şimdiye kadar çok konuşulan ancak denenmeyen bir alternatifi gündeme getirdi. Ön görüşmeler devam ederken Liberallerin görüşmelerden çekildiklerini ilan etmeleriyle, o günlerde tek alternatif olan Jamaika koalisyonunun da önü kesilmiş oldu. Federal parlamento için yeni seçim tartışmalarının gündemde olduğu bir dönemde beklenmedik bir şey oldu. Cumhurbaşkanı Steinmeier, iki büyük partinin SPD ve Hristiyan Birlik partilerinin başkanları, Schulz ve Merkel’i Bellevue sarayına çağırarak, Almanya’nın ve Avrupa’nın içinde bulunduğu önemli ve hassas durumlardan dolayı, bu iki partinin yeni koalisyonu kurma konusunda anlaşmak zorunda olduklarının altını çizerek, halen koalisyon ortağı olan bu iki partiye, bir bakıma yeni dönemde de hükümeti kurma emrini(!?) verdi.

Beklenmedik bu durum karşısında SPD lideri Schulz istemeyerek de olsa koalisyon çağrısına evet demek zorunda kalarak, büyük koalisyonun Almanya için iyi olacağını açıkladı. Ancak, SPD, parti olarak seçim öncesi yapılan genel kurulda koalisyon görüşmelerinde bulunup bulunmama konusunda üyelerden onay alınmadığını ve bunun için genel kurul onayına başvurulacağını açıkladı. Nihayetinde, 21 Ocak 2018'de Bonn’da yapılan SPD olağanüstü genel kurulunda, delegeler çok az bir farkla koalisyon görüşmeleri için onay verdi. SPD açısından koalisyonla ilgili bundan sonra yapılacak olan, 2013 yılında olduğu gibi Merkel tarafından masaya konulan koalisyon sözleşmesini imzalamak ve üyelerinin onayına sunmak olacak.

Schulz’un siyasi hayatı bitiyor

Almanya tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde, bu kadar uzun bir süredir hükümet kurulamamış olması hem siyasi belirsizliğe sebep oluyor hem de Almanya gibi güçlü bir aktörün siyasi belirsizlikler sebebiyle dünya politikasında aktif rol oynamasına engel oluyor. Aynı şekilde, süre uzadıkça tüm siyasi partilerde parti içi muhalefet de sesini yükseltiyor. Son olarak, Alman Yeşilleri, geçen hafta sonu yapılan kongrelerinde hiç tartışmaya girmeden yeni eş başkanlarını seçerek, parti içi muhalefet tartışmalarına son verdiler. Bunu yapmakla, hem muhtemel erken seçime taze bir kanla gitme şansını yakaladılar, hem de pek çok taraftan baskı altında olan Cem Özdemir’i parti yönetiminden alaşağı ettiler.

SPD lideri Schulz’un Cumhurbaşkanı Steinmeier’in baskısıyla, koalisyona evet demesindeki muhtemel etkilerden biri de büyük umutlarla ve partiyi kurtarmak için geldiği SPD başkanlığında bekleneni verememesi ve kendisine karşı, parti içinde keskin bir muhalefet çizgisinin oluşmasıdır. Nitekim, Schulz’a karşı ayaklanan gençlik teşkilatı, partinin ortanın da ötesinde, sağa doğru kaydığı iddiasıyla CDU/CSU ile daha doğrusu Merkel’in başbakan olduğu bir koalisyonda yer almanın doğru olmadığını adeta haykırdılar. Sonuçta, SPD parti yönetimi ve lideri Schulz koalisyon görüşmelerine başlama kararını çok az bir farkla olağanüstü genel kurulda parti yönetimine kabul ettirdiler. Ancak tartışmalar henüz dinmiş değil. Yukarıda ifade edildiği gibi parti içi muhalifler, parti üyeleri üzerinden “büyük koalisyon” nun bir kez daha ülkeyi yönetmesine müsaade etmeyeceklerini ve sonuna kadar mücadele edeceklerini açıkladılar.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar