Diyarbakır'ın Hani ilçesinde vatandaşlar, polis memuru Nazım Tuncer'in PKK'lı teröristlerce şehit edilmesinin üzüntüsünü yaşıyor.
Yaklaşık 5 yıldır görev yaptığı ilçede, çocuktan yaşlısına her yaştan kişi ile iyi diyalog kuran ve meslektaşlarının da desteği ile topladığı yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştıran Tuncer'in, 4 gün önce PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit düşmesi Hanilileri yasa boğdu.
Çok sevdikleri ve "Hani'nin Nazım ağabeyi" olarak nitelendirdikleri Tuncer'in şehadetinden büyük üzüntü duyan vatandaşlar, Hani Emniyet Müdürlüğünü ziyaret ederek şehidin meslektaşlarına başsağlığı diliyor. Her gün yüzlerce kişinin ziyaret ettiği Hani Emniyet Müdürlüğünde, şehit polisin kahramanlığı ve yardımseverliği anlatılarak terör örgütü PKK lanetleniyor.
Silah arkadaşları Tuncer’in her olayda en önde koştuğunu, polislerin kestikleri kurban etlerini, rencide olmamaları için gece ihtiyaç sahiplerinin evine bıraktığını belirterek, şehidin geçen yıl başka bir kente tayin olmasına rağmen Hani'de kalmayı tercih ettiğini söyledi.
DİKKATİ SAYESİNDE BOMBALI ARAÇ İMHA EDİLDİ
Tuncer’in kahramanlıklarının anlatan meslektaşları, 18 Mart 2017 günü şehidin dikkati sayesinde içerisinde 120 kilogram el yapımı patlayıcı bulunan aracın tespit edildiğini ve bombanın etkisiz hale getirildiğini anlattı.
Şehidin özellikle gençlerin uyuşturucu ve terör şebekelerinin tuzağına düşmemesi için çok büyük çaba sarf ettiğini vurgulayan polisler, "Yaklaşık 6 ay önce yakında şehit olacağını dile getirmişti. Operasyona çıktığında karakolun içinde tekbirler getirerek 'şehit olacaksam, Allah bana çatışarak şehit olmayı nasip etsin' diye bağırmıştı." ifadelerini kullandı.
Şehidin "Hani'nin Nazım ağabeyi" olduğunu belirten esnaf Emre Oruç, Nazım Tuncer'i ilçe halkının çok sevdiğini söyledi.
Şehidin çok yardımsever olduğunu vurgulayan Oruç, şöyle konuştu:
"Vatandaşlara çok faydası dokundu. Hani halkı olarak ondan çok memnunduk, onu bir Hanili olarak görüyorduk. Polisten öte bir ağabeyimizdi. Nazım ağabeyimiz esnaftan ve polis arkadaşlarından topladığı yardımları öğrencilere ulaştırıyordu. Onu bir Hanili olarak görüyorduk ve çok seviyorduk. İki çocuğu maalesef yetim kaldı. Allah haklarını bırakmasın."
