Anayasa Mahkemesine başvurmayacağız

Anayasa Mahkemesine başvurmayacağız
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumu kararıyla ilgili, "Anayasa Mahkemesine başvurmayacağız." dedi.

Anayasa Mahkemesine başvurmayacağız

Siyaset kurumunun görevinin vatandaşın sorununu çözmek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, iktidarın ise vatandaşın dertlerine duyarsız olduğunu ve çözüm üretmediğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Vatandaşların kredi kartı ve tüketici kredisi borcu 424 milyar lirayı aştı. Bu borçla ilgili olarak iktidar kanadından bir Allah'ın kulu çıkıp da 'Sevgili vatandaşım seni bu borçtan kurtacağım' diyor mu? Diyemiyor? Söyleyemez. Onlar da emin olun sonunda 'hayır' diyecekler, göreceksiniz. Bir de icra dairelerine intikal eden var; onun miktarı da 18 milyar lira." diye konuştu.

"Vatandaşın evinde işsiz çocukları var"

Vatandaşın borç batağına ve faiz yüküne teslim edildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, yalnızca geçen yıl bankalara ödenen faiz miktarının 48 milyar 932 milyon lira olduğuna işaret etti. 

İcra dairelerindeki dosya sayısının 26 milyona ulaştığını, vatandaşların yarısının icralık olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bunun işsizliği doğurduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "Her evde işsiz var. Ankara'daki beylerin evleri hariç. Onlarda paralar var, dolarlar var, ayakkabı kutuları var. Ama bizim vatandaşın evinde işsiz çocukları var. Yıllardır, aylardır bekliyorlar, 'çocuğum acaba iş sahibi olacak mı' diye." şeklinde konuştu. 

Kılıçdaroğlu, Elbistan Devlet Hastanesindeki 50 kişilik işçi kadrosuna 3 bin 646 kişinin başvurması üzerine, işe gireceklerin kurayla belirlenmesine karar verildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Kura çekimi, doğru ve adil. Ama bir bakıyorlar ki kura çekilecek torbada kazananların isimleri var, bir kişinin de ismi iki kere çıkıyor. Sahtekarlığın bu boyuta ulaştığını hiç görmemiştim. Buna ne diyeceğiz? Hayır, diyeceğiz. Kim diyecek? Elbistan halkı, Kahramanmaraşlılar diyecek. 'Biz zulme, sahtekarlığa hayır diyoruz' diyecek. Eğer bunlara hayır demezseniz yarın hangi felaketlerle karşı karşıya kalacağımızı bütün Elbistanlı kardeşlerimin bilmesini isterim. Vatandaşın derdi bunlar. Peki bunların derdi ne? 'İlla ben başkan olacağım, başkanlığı getireceğim'. Vatandaşın derdi başka, sizin derdiniz başka. Vatandaş borç batağında, çocuğu işsiz, aldığı maaş, emekli aylığı yetmiyor."

"Türkiye için hayırlı bir iş yapacağız"

Grup toplantısını izleyenlerin arasında tutuklu Harp Okulu öğrencilerinin ailelerinin bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, tüm annelerden kendilerini bu ailelerin yerine koymalarını istedi. Kılıçdaroğlu, "Hep beraber Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Hep beraber Türkiye için hayırlı bir iş yapacağız. Hiç kimse merak etmesin." dedi. 

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ülkenin ve siyasetçilerin hep beraber karşı çıktığını, birlikte mücadele verildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ancak 20 Temmuz'da OHAL ilanı ile bir başka darbe gerçekleştirildiğini, binlerce insanın hapse atıldığını, 1 milyon ailenin mağdur edildiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"12 Eylül'de Kenan Evren'in darbe yapıp başkan olduğu dönemde ihraç edilen öğretmen sayısı 3 bin 854 kişi. 20 Temmuz darbesinden sonra 160 günde ihraç edilen öğretmen sayısı 30 bin 470. 30 bin 470 öğretmeni kapının önüne koydular. O yetmedi banka hesaplarına el koydular. O da yetmedi, ömür boyu kamuda çalışmayacaklar. Özel sektörde çalışmak istiyorlarsa SGK kaydına not düştüler, 'Bunlar darbecidir' diye. Kimse korkudan iş veremez. Kenan Evren'in bile yapamadığını bunlar yapıyor. Bir aileyi tümüyle aç bırakmak kimin görevidir? Kim yapabilir, hangi insan yapabilir bunu? 12 Eylül döneminde ihraç edilen akademisyen sayısı 120. 20 Temmuz darbesinden sonraki dönemde ihraç edilen akademisyen sayısı 4 bin 811. İnsanda biraz vicdan, ahlak olur. Bir akademisyenin hangi koşullarda nasıl yetiştiğini acaba bunlar biliyorlar mı?"

"Zalimlikte rekor kırdılar"

12 Eylül döneminde tutuklanan gazeteci sayısının 31 olduğunu, 20 Temmuz'dan sonra ise 150'yi aştığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Zalimlikte bir rekor kırdılar." ifadesini kullandı. 

Referandum sürecine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kalkmış diyorlar ki 'Kim hayır derse bunlar terörist sayılır. Akla bakın. En güzel cevabı bir şehit annesi veriyor. Diyor ki 'Ben hayır diyorum. Ben şehit anasıyım. Ne yapacaksın bana? Sen benimle tabuta mı sarıldın? Benim oğlum nişanlıydı, düğünü olacaktı. Sen ne hakla beni tehdit edersin. Ben de seni tehdit ediyorum. Hakkım haram olsun' diyor. Onlar 'hayır' diyenleri terörist, 15 Temmuz yanlısı olarak gösteriyorlar. Biz de diyoruz ki ister 'hayır' desin, ister 'evet' desin, bu vatandaşların tamamının benim başımın üstünde yeri var. Aramızdaki fark siyahla beyaz kadardır. Bizde sevgi, hoşgörü; onlarda kin var. Onun için diyorum, 'hayır' dediğiniz andan itibaren bu Türkiye derin ve güzel bir nefes alacak ve rahatlayacak."

"Söyleyecek lafları yok, bel altı vuruyorlar"

İktidarın vatandaşa neden "evet" oyu vermesi gerektiğini anlatamadığını, çünkü bir gerekçesi olmadığını idda eden Kılıçdaroğlu, "Hayır diyeni terörist olarak tanımlarsan söyleyecek bir lafın yok demektir. Bel altı vuruyorlar." diye konuştu.

"Sorun vatan sorunu, bayrak sorunu"

Anayasa değişikliğinin Meclis aşamasında iktidarın, televizyonların görüşmeleri yayınlamasını engellediğini ve böylece vatandaşların bilgi alma hakkının önüne geçtiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Nisan'ın 16'sında yapılacak referandum bir parti seçimi değil, bir demokrasi seçimi. Demokrasiden yana mı tavır takınacağız, otoriter yönetimden yana mı tavır takınacağız? O nedenle tüm vatandaşlarımdan istirham ediyorum; sandığa giderken düşünün. Oturalım, konuşalım. Yakınınızla konuşun, dostunuzla konuşun, başka düşünceleri olan arkadaşlarınızla konuşun. Ama her şeyden önce kendi vicdanınızla bir tartın, ölçün. Çünkü sorun bir partinin, bir kişinin sorunu değil, sorun Türkiye sorunu. Sorun evlatlarımızın sorunu, vatan sorunu, bayrak sorunu, demokrasi sorunu. Bir araya gelelim, oturup, konuşalım. A partisi, B partisi, sağ, sol olayı değil. Bu bir demokrasi olayı."

"Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı olsun?" 

Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin neleri getirdiğini vatandaşın çok iyi değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. 

"Elini vicdanına koy ve şu soruyu vicdanında tart; cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı olsun?" diyen Kılıçdaroğlu, cumhurun başkanının görüşü, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun temsil ettiği 80 milyona karşı tarafsız olması gerektiğini söyledi. 

Kılıçdaroğlu, "(Cumhurbaşkanı taraflı olsun) diyorsan o ayrı bir şey. Ama 'Tarafsız olsun' diyorsan, 'hayır' oyunu kullanacaksın. Bu kadar basit." dedi. 

"Bir kişi mi doğru karar verir 550 kişi mi doğru karar verir?"

Anayasa değişikliğinin geçmesi durumunda, başkanın yardımcı sayısının belli olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "İsterse bin tane başkan yardımcısı olur, 50 tane bakan olur. İsterse 3 gün sonra değiştirir, 20 tane bakan olur, bin 500 başkan yardımcısı olur. Elini vicdanına koy ve düşün sevgili vatandaşım, bu uygulama Türkiye'yi bir maceranın içine sürükler mi sürüklemez mi? Peki şimdi bu yetki kimde? Bu yetki TBMM'de. Kaç bakanlık kurulacağını, bakanların isimlerini, bakanlıkların görevlerini TBMM belirler." ifadesini kullandı.

"Elini vicdanına koy sevgili vatandaşım ve düşün, bir kişi mi doğru karar verir 550 kişi mi doğru karar verir? 550 ortak akıl mı daha önemlidir, bir kişinin aklı mı daha önemlidir?" diye soran Kılıçdaroğlu, referandumda halka sunulan Anayasa değişikliğinde güven oyunun olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun, milletin oylarıyla seçilen 550 milletvekiline güvenmeme anlamına geleceğini savundu.

"Muhtarlığı mı feshetmeyecek"

Bu yetkinin bir kişiye verilmesi durumunda Türkiye'nin felakete sürükleneceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, başkanın bir kararnameyle "Bütün muhtarlıkları kapattım" diyebileceğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Sen istediğin kadar 'Ben muhtarım, seçildim, kapatamazsın...' Adam TBMM'yi fesih yetkisi almış, muhtarlığı mı feshetmeyecek? Böyle birşey olabilir mi? Başbakanlığı kapatıyor, başbakanlık olmayacak. Bütün muhtar kardeşlerime sesleniyorum, ben demokrasiyi nasıl savunuyorsam, senin de savunma hakkın ve görevin vardır, sen de savunacaksın. Böyle bir rezalet olabilir mi?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, yapılan değişiklikle milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılacağına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niye çıkarıyorsun kardeşim? 550 milletvekili bile fazla normali 450 milletvekili. 600'e çıkarıyorlar ne için? Yetkisi yok, gensoru veremiyor, hükümet programı hakkında görüş beyan edemiyor, oturacak maaşını alacak. Niçin? 'Onlar da evet desinler, kimse itiraz etmesin, Anayasa değişikliği böyle geçsin' bir anlamda güvencesi olacak. 550 milletvekilini 600'e çıkarıyorsunuz, ek 50 milletvekilinin aldığı para haramdır, haram, doğru para değildir. Şimdi sevgili vatandaşım vicdanında ölç, tart 16 Nisan'da sandığa gideceksin. Niye kardeşim? Senin çocuğun işsiz. Sor bakkala, manava, lokantacıya durumu iyi değil. Niye 50 tane daha milletvekilini artırıyorsun? 5 yıllık maliyeti kaç biliyor musunuz? 187 milyon 950 bin lira, yani eski parayla 187 trilyon lira bu vatandaşın cebinden çıkacak. Yazık günah değil mi? Vicdanında ölç, biç, tart ve sandığa öyle git. Bu bir parti seçimi değil, bu normal bir seçim değil. Bu bir demokrasi, bir ahlak oylamasıdır. Onun için gideceksin ve Türkiye'de en hayırlı işi yapacaksın, toprak renginde, kahverengiye tercih yapacaksın?" 

"Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu"

"Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu, Genelkurmay, Merkez Bankası, bakanlıklar hepsi varken, Türkiye Cumhuriyeti'ni terör örgütlerine teslim ettiler. Valisi, kaymakamı, emniyet müdürü hepsi bir baktılar ki bir terör örgütü. Devletin kozmik odasına, harimi ismetine teröristleri soktular." diyen Kılıçdaroğlu, yapılan değişiklikle, bir kişinin kandırılmasıyla devletin teslim alınabileceğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi ben bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, seçimde gitsin oyunu hangi partiye istiyorsa versin ama bu normal bir referandum değil. Türkiye'nin bekası, geleceği, huzurumuz, barışımız için önemlidir. Diyorlar ki 'Hayır çıkarsa kavga olur', hiçbir kavga olmaz. Hayır çıkarsa Türkiye derin ve güzel bir nefes alır. Hayır çıkarsa ne olur? Sayın Erdoğan yine Cumhurbaşkanlığı görevinde kalacak, Binali Bey gene başbakan olacak, bakanlar görevlerini yapmış olacaklar ama ne olacak? Millet diyecek ki 'Sevgili yöneticiler, Sayın Cumhurbaşkan anayasal sınırlarına çekil, Sayın Başbakan 'Otur Türkiye'yi adam gibi yönet, sana yetki verdim.' 'Devleti yönetiyorsunuz, hesabını verin' diyecek. Dolayısıyla herkes görevine dönmüş olacak."

Kılıçdaroğlu, CHP'nin 18 yaşta seçilmeye karşı olmadığını vurgulayarak, "Halka doğruyu söylemiyorlar. 18 yaşında milletvekili olabilirsin diyor, güzel ama devam ediyor, diyor ki askerlikle ilişiği olanlar milletvekili olamazlar. Peki askerlik yaşı kaç? 21. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Gençlerin oyunu almak için onları kandırıyorlar. Sevgili gençler, 18 yaşını aşan ve ilk kez oy kullanacak gençler size sesleniyorum, bu sahtekarlığa izin vermeyin." diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, "18 yaşında milletvekili seçilenlerin, askerlikten muaf olacağı" yönünde açıklamaların yapıldığını aktararak, "Kendi çocuğunu yapacak, ömür boyu askerlikten muaf olacak. Garip gurebanın çocuğu nereye gidecek? El Bab'a gidecek, eksi 35-40 derecede terörle mücadele edecek." dedi.

"Söz, karar, yetki millettedir"

Vatandaşlardan, provokasyonlara karşı dikkatli olmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Bir minibüste, 'başı örtülü bir kızımızın başının zorla açıldığı' söyleniyor. Şunu söylüyorum, biz CHP olarak, herkesin giyim kuşamının güvencesiyiz, teminatıyız." ifadesini kullandı.

Referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin gerek içerik, gerekse görüşme usulleri açısından birçok yönüyle Anayasa'ya da hukuka da aykırı olduğunu savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Egemenliği milletten alıp, tek adama veren bu değişiklik, başlı başına demokratik Cumhuriyeti ve hukuk devletini yok etme projesidir. Anayasa değişikliğinin bütün sakıncalarını önce TBMM Anayasa Komisyonunda daha sonra TBMM Genel Kurulunda ısrarla ve kararlılıkla anlattık. Milletin meclisini yok etme projesine TBMM'den onay çıkmaması için, milletvekili arkadaşlarım takdire şayan ve tarihe geçecek bir mücadele verdiler. Hepsine yürekten teşekkür ediyorum." diye konuştu.

"90 yıl önce 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' diyerek kurulan TBMM ne yazık ki milletin hakimiyetini yok eden bu değişikliği kabul etmiştir. Şimdi söz, karar ve yetki milletedir." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Konu milletin divanına gelmiştir, Meclisin yanlış hesabı milletten dönecektir, sözün asıl sahibi, son sözü söyleyecektir. Kuşkusuz anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine gitme yolumuz bulunmaktadır. Ancak sorun salt bir hukuk tartışması sorunu değil, halkın konuya doğrudan el koyup siyasal olarak kesin bir şekilde çözmesi sorunudur. Halkın egemenliğini koruyacak olan yine halkın öz iradesi ve gücüdür. Amasya Tamiminde denildiği gibi, 'Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' Halkın iradesiyle korunamayan bir egemenliğin başka hiçbir güçle korunması mümkün değildir. Bu nedenle, sandıkta kararın verileceği 16 Nisan'a kadar önümüzdeki 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Söz konusu olan milletin egemenliğiyse, bu konuda asıl yüce divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. İşte bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğiz, başvurmayacağız."

Kılıçdaroğlu, CHP olarak, milletin ferasetine, engin sağ duyusuna, vatana ve bayrağa bağlılığına, demokrasiye, TBMM'ye sahip çıkacağına güvendiklerinin altını çizerek, "Son söz milletindir." dedi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar